Articles by "genel haberler"
genel haberler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
En yeni konular, en gücel haberler. En son çıkan internet haberleri. Oyun haberleri. Hepsi webtegez.blogspot.com'da..
Financial Times gazetesi, bundan sonra asıl hareketin AKP içinde yaşanacağını ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Taksim’e değil de kendi partisine dikkat etmesi gerektiğini yazdı.
Recep Tayyip Erdoğan

 Dünyaca ünlü gazeteden erdoğan'a ciddi uyarı

 Gazetenin dış haberler editörü David Gardner imzalı yazıda, Taksim Meydanı’nda sürmekte olan eylemler, “Recep Tayyip Erdoğan’ın otoriter tarzına karşı birbirinden çok farkı kesimlerce düzenlenen protestolar” sözleriyle tanımlandı.

 Yazıda, Taksim’in bir Tahrir ya da Tienanmen olmadığını ve her ne kadar kendisinin “Türklere ve Müslümanlara tanrının bir lütfu” olduğuna inanıyor olsa da, Erdoğan’ın da bir Hüsnü Mübarek ya da Çin Komunist Partisi olmadığı belirtiliyor.

 David Gardner’a göre sorun başka bir yerde.

 Yazıya göre, Erdoğan iktidarda 10 yıl geçirdikten sonra “güç sarhoşluğu” yaşıyor.

 Erdoğan’ın inatçılığı karşısında siyasi denetleme bulunmadığını, sadece birkaç kurumsal denetleme olduğuna dikkat çekilen yazıda, Başbakan’ın kendisini Atatürk gibi milletle özdeşleşimiş bir lider olarak görmeye başladığı belirtiliyor.

 Financial Times yazarı David Gardner, ancak Atatürk’ün büyük bir general olduğunu, oysa Erdoğan’ın son savaşını veren bir general gibi davrandığını yazdı.

 Yazıda Başbakan’ın Kral Lear gibi “kafayı yediği (keşke)” de ileri sürülüyor. Erdoğan’ın Taksim’deki ve diğer kentlerdeki protesto gösterilerinde bulunan insanların ne kadar farklı kesimlerden olduklarını anlamadığını kaydeden yazar, “Ona oy vermeyenler, aynen verenler gibi, onun paternalist kalıbına girmek istemiyor” diye yazdı.

 Bundan böyle asıl hareketin AKP ve onun çevresinde yaşanacağını belirten yazar şöyle devam etti:

 “Önümüzdeki yıl muhtemelen yeni bir anayasa ve Erdoğan’ın istediği yeni yetkilerle donatılmış doğrudan seçilecek olan ve görevi AKP’nin kurucularında olan Abdullah Gül’den alacak ilk başkanlık için bir referandum yapılacak. Başbakan Türkleri kutuplaştırdıkça ve Cumhurbaşkanı da birleştirdiği sürece bu ortak proje kapanın elinde kalır. Kriz sırasında Erdoğan kavgacı oldu, oysa Gül yumuşatıcı rol üstlendi ve böylece anahtarı eline aldı.

 AKP’nin az görülen gerçek bir kitle hareketi olduğunu, ama artık kaderinin tek bir adamın otoritarizmine bağlı olduğunu vurgulayan Gardner yazısını şöyle sonlandırıyor:
“Eğer Erdoğan başkanlığı istiyorsa, görevi bırakması gerekecek, böylece oy getirecek başka bir lider arayışlarına giren parti üzerindeki ağırlığını kaybedecek ve Gül de açık ara en popüler halef olarak görünüyor. Aradaki mesafe kapanıyor. Dikkat edilmesi gereken yer iktidar partisidir.
En yeni konular, en gücel haberler. En son çıkan internet haberleri. Oyun haberleri. Hepsi webtegez.blogspot.com'da..
Bir grup oyuncu, geçtiğimiz günlerde Reyhanlı'ya gidip acılı insanları ziyaret etmişti. Ardından bir tumblr sitesi açarak ortak bir metin paylaştı. Tumblr
Hatay Reyhanlı'dan Gelen Haber!
Cumhuriyet tarihinin en büyük saldırılarından biri olan Reyhanlı için Ahmet Mümtaz Taylan, Aylin Aslım, Birol Namoğlu, Doğan Duru, Ferman Akgül, Harun Tekin, Koray Candemir ve Murat Dalkılıç'ın sitedeki ortak metni şöyle:



Reyhanlı’dan haber var

İstanbul’da yaşayan bir grup müzisyen ve oyuncu olarak önceki gün Reyhanlı’ya gittik. Amacımız hem unutmadığımızı göstermek hem dertleşmek hem baş sağlığı dilemek hem de olup biteni yerinde görmekti. Binlerce duygu ve anıyla döndük, bazılarını hayat boyu unutmayıp anlatacağız, ama öncelikle Reyhanlı’da geçirdiğimiz güne dair ilk izlenimlerimizi paylaşmak istiyoruz.

1. Reyhanlı’da yaşananlar, Reyhanlı’dan bakınca, İstanbul veya Ankara’dan göründüğü gibi görünmüyor.

2. Reyhanlı halkı, yaşanan patlamanın uzun zamandır beklendiği ve göz göre göre geldiği konusunda görüş birliğine sahip.

3. İlçe sakinleri, devletin sınır güvenliği ve asayiş konularında büyük oranda yetersiz kaldığını düşünüyor.

4. Uzunca bir süredir ilçede yaşanan güvenlik zaafiyetiyle Sayın Başbakan’ın bölgeyi ziyaretinde alınan aşırı güvenlik önlemleri arasındaki tezat, Reyhanlı’yı yaralamış. Devletin yurttaşlarına yeterince değer vermediği algısı oluşmuş.

5. Olası yeni patlamalara dair kaygılar ve özellikle çocukların maruz kaldığı travmalar var.

6. Reyhanlı’da yaşayanlar arasında bu katliamın mezhep kavgasına yönelik bir provokasyon olduğu görüşü yaygın.

7. İlçe genelinde Suriyelilere karşı öfke ve aldatılmışlık duygusunun varlığından söz etmek mümkün. Reyhanlı sakinlerinin çoğu mültecilerin içinde bulunduğu zorlukları kabul ederken, Suriyeli misafirlerin artık tamamen ilçe dışındaki kamplarda ağırlanmasının doğru olacağını düşünüyor.

8. Yakınlarını kaybeden acılı aileler başta olmak üzere, ilçede olayın nedeni ve failleri konusunda paylaşılan algı ve kanaatlerle, medyanın ve devletin öne çıkardığı algı ve kanaatler arasında kayda değer farklılıklar var.

9. Konuyla ilgili bütün birey ve kurumların büyük bir özenle bölgede silahların susması için çalışması gerekli. Reyhanlı’nın yaşadığı korkunç katliama rağmen korumayı başardığı sağduyu ve sükunet ülkenin ve bölgenin tümüne ilham vermeli, örnek olmalı.

Saygılarımızla,

Ahmet Mümtaz Taylan, Aylin Aslım, Birol Namoğlu, Doğan Duru, Ferman Akgül, Harun Tekin, Koray Candemir, Murat Dalkılıç.
En yeni konular, en gücel haberler. En son çıkan internet haberleri. Oyun haberleri. Hepsi webtegez.blogspot.com'da..
RedHack bugün yani 1 Haziran 2013 tarihinde kendi blogunda TBMM çalışanlarının, milletvekillerinin ve onların eşlerinin ev numaralarını, cep numaralarını, işyeri numaralarını, faks numaralarını hackleyip tüm Türkiye'ye yaydı!
RedHack, TBMM Çalışanlarının, Milletvekillerinin ve Eşlerinin Ev, Cep, İşyeri, Faks Numaralarını Hackledi!

RedHack, TBMM Çalışanlarının, Milletvekillerinin ve Eşlerinin Ev, Cep, İşyeri, Faks Numaralarını Hackledi!
Taksim gezi parkında dün geceden itibaren gerginlik gerçekten çok ciddi bir anlamda artmış ve resmen kendi aramızda bir savaş çıkmıştı ve halende şu an direniş içindiler. Yaralıların sayısı sayısıyız, halk dimdik ayakta ve hala direnişte. Gün birlik günüdür diyip tüm insanlar birleşti ve o kadar günün acısını Gezi Park ile birlikte taksimde çıkarmaya başladılar.

Polisler acımasız bir şekilde insanlara yapmadığını bırakmıyor. Ambulans'ın halka yardım etmesi gerekirken polislere biber gazı taşıyarak, polislere yardım ediyor.

İşte bu noktada RedHack'te bu direnişte olan halkımıza destek vermek istedi vede TBMM çalışanları ve milletvekillerinin ve onların eşlerinin telefonlarını hackledi.

RedHack, TBMM Çalışanlarının, Milletvekillerinin ve Eşlerinin Ev, Cep, İşyeri, Faks Numaralarını Hackledi!
Redhack bu numaraları kendi blog sitesinde yayınlayıp doğru ve ilgi çekici sözleriyle hackleme ve yayma nedenini açıkladı. Yüzlerce bulunan bu telefon numaralarını Google Docs'a yükleyerek tüm Türkiye'ye yaymayı başardı.

Yayınladığı sayfada ilk sözünde ellerinde daha yayınlamadıkları onlarca telefon numaraları olduğunu söylediler: "Elimize geçen onlarca listeden sadece biri.. Her doneme ve surece ait birçok lise elimizde mevcut.. Elimizdekilerden birini hizlica yayinliyoruz.."

Ve RedHack'in dediği o tüm sözler:
"Elimize geçen onlarca listeden sadece biri..Her döneme ve sürece ait birçok lise elimizde mevcut..Elimizdekilerden birini hızlıca yayınlıyoruz..

Listede olan "duyarlı" arkadaşlar kusura bakmasınlar, ne yazık ki şuan ki durumun aciliyetinden kaynaklı tasnif etmeden hızlıca yayınlıyoruz bunu.. Zira normalde en azında eşleri gizleyecektik fakat, bugünkü saldırıyla birlikte siz "milletin vekillerini" bulamazlarsa bile en azından eşlerinizden ulaşsınlar istedik. Kaldı ki bu lise bir çok TBMM çalışanın mail kutusunda var ise, HALK'ta olmasını da yadırgamayalım..

Özel hayata kesinlikle bir müdahalemiz yok, zaten "milletin" vekilinin "milletten başka" ne özel hayati olabilir ki? Zaten o sebeple "zor" değil mi vekil olmak? Her neyse, Milletin vekilinde bu lise mevcut ise, milletin kendisinde de olmalı..

Dayak yiyen, joplanan, komaya giren, gaz soluyan biziz bu sebeple iki telefon çaldi diye rahatsiz olunmamalı.."


En yeni konular, en gücel haberler. En son çıkan internet haberleri. Oyun haberleri. Hepsi webtegez.blogspot.com'da..
Rap Yapma Çabaları.!
Herkesin Rap Yapma Çabaları.!!

 Herkesin eskiden zevkle dinlediği muhakkak bir rap şarkıları vardır. Açardık dinlerdik, bir daha bir daha ve bir daha. Öyle bir zevkle dinlerdik ki rap müziğinden sıkılmazdık.
 Ama artık günümüz öyle bir ilerledi, öyle bir kolaylaştıki artık önüne gelen rapçi oluyor  ve bence buna birilerinin dur demesi gerekiyor. Adam rap demek nedir bilmezken kalkıyor iki öldüm bittim, astım kestim  söylüyor ve salıyor internete. Ve bunların duyulup, ünlü olmalarından en büyük etkenlerinden biride 5-14 yaş arası çocukların bu raplari dinleyip triplere girmesi, sosyal arkadaşlık sitelerinden paylaşmasıdır. Buda yetmezmiş gibi çocuklar sayesinde ünlü olan kendini rapçi sanan insanlar daha sonra büyük havalar içinde, kendini çok büyük olarak göstermiş gibi bilgisayar kameralarından video çekerek konuşmalar yapıyor. "Bazı arkadaşlar bizi çekemiyor, çekemeyenler dinlemesin bizi, biz kendi fanlarımızla yeteriz" gibi cümlelerle meydan okurcasına sözler yazmaya başlıyorlar.
 Bu hareketler ile kendilerini büyük biri olarak görmeye başlıyorlar. Halbuki onları dinleyen kişiler 5-14 yaş arası çocuklar. 
 Çocuklar deyince; bu aralar şimdide çocuk rap'leri moda olmaya başladı. 5-14 yaş arasındaki çocuklar bu insanları örnek alarak önüne gelen rap'i söylüyorler, "ben sevdim öldüm, sen duymadın" falan filan gibi. Ayreten internette tıklanma rekorları kırarak kendilerini tanıtmayı başarıyorlar. Bu izlenmelerinin %80'i sadece gülüp, eğlenmek için diğer %20'si onun yaşlarında olan çocuklar dinler.
 Artık öyle bir duruma geldikki; çoğu yaşını almış insanlar, rap yapmaya çalışan insanlar yüzünden rap dinlemez oldu.  
 O eski rap'çiler; Eski rapçiler rap'lerine bakın yeni rap'çi sananların rap'lerine bakın. Rap müziğini o kadar çok değiştirdilerki artık rap müziğini rap gibi değil başka türlerle söylüyorlar.

Her Türlü Hakkı Saklıdır.

WebteGez.BlogSpot.Com
En yeni konular, en gücel haberler. En son çıkan internet haberleri. Oyun haberleri. Hepsi webtegez.blogspot.com'da..
Dünyanın En Yaşlı ve Büyük Ağaçları Ölüyor.!
Dünyanın En Yaşlı ve Büyük Ağaçları Ölüyor.!


Avustralya ve ABD'deki bilim adamlarının çalışmaları, önlem alınmazsa, çok sayıda hayvanı barındıran ve biyolojik çeşitliliğe katkıda bulunan yaşlı ağaçların neslinin tükeneceğini gösterdi.


Bilim adamlarının çalışmaları, Avrupa, Kuzey Amerika, Afrika, Asya, Güney Amerika, Latin Amerika ve Avustralya'da 100-300 yaşındaki büyük ağaçların “endişe verici düzeyde yok olduğunu” ortaya koydu.

Avustralya Üniversitesi'nden David Lindenmayer, bunun neredeyse her tür ormanı ilgilendiren küresel bir sorun olduğunu vurguladı.

Fil, kaplan ve balinaların sayılarının azaldığını hatırlatan bilim adamı, verilerin bu ağaçların da aynı kaderi paylaşabileceğini gösterdiğini belirtti.

Avustralya'daki üvez ağaçları, ABD'deki çamlar, California bölgesindeki sekoyalar ve Tanzanya'daki bambuların tükenme tehlikesi en fazla olan türler olduğu bildirildi.

Yangınların ormanların yok olmasının tek sorumlusu olmadığını belirten bilim adamları, yangınların çıkmadığı yıllarda bile bu ağaçların yok olma oranının normalden 10 kat fazla olduğunu vurguladı.

Yaşlı ağaçların yok olmasının iklim değişikliği, ağaçların kesilmesi ve tarım alanı ihtiyacının sonucu olduğunu belirten bilim adamlarından Bill Laurance, en büyük canlı organizmaların, çiçekli bitkilerin, dünyanın işleyişi ve zenginliğinde belirleyici rol oynayan organizmaların yok olma tehlikesine dikkati çekti.

Araştırma, “Science” dergisinde yayımlandı.

Kaynak: Hürriyet.com.tr

En yeni konular, en gücel haberler. En son çıkan internet haberleri. Oyun haberleri. Hepsi webtegez.blogspot.com'da..
6 Dakikada Kıramadığı Şifre Yok.!

Hacker'ların sadece 6 dakikada şifrenizi kırabilen ilginç "oyuncağı" ile tanışmaya hazır mısınız?


Hacker'ların güvenlik sistemlerini aşmak adına geliştirdikleri dahiyane hilelerden sık sık bahsediyoruz ama işlerini nasıl yürüttükleri konusuna pek girmiyoruz. Ama şifrenizi kırmak için kullandıkları bu garip cihaz, bahsedilmeye değer...

Yakın zamanda gerçekleştirilen güvenlik konferansı Passwords^12'ye katılan araştırmacı Jeremi Gosney, hacker'ların şifre kırmak için kullandığı donanımı (yukarıdaki fotoğraf) sergiledi. Fotoğrafta görülen, 25 adet AMD Radeon grafik kartıyla donatılmış, 10Gbps hızında iletişim kurabilen beş 4U rack sunucu. Çalıştırılansa, saniyede 348 milyar NTLM hash işleyebilen bir şifre kırma programı.

Bu donanımı kullanarak çok kısa sürede bir yığın şifreye kaba kuvvet saldırısı düzenlemek mümkün. Daha açık ifade edersek bu, örneğin 14 karakterli bir Windows XP şifresinin altı dakika içinde kırılabileceği anlamına geliyor.

Bundan çıkartılacak sonuç, kullandığınız şifreleri gözden geçirmeniz gerektiği. Eğer uzun, rastgele sıralanmış şifreler kullanmazsanız, hacker'ların hedefindesiniz demektir. Bu yüzden şifreleri uzun ve güçlü tutmakta fayda var

Kaynak: Hürriyet.com.tr

En yeni konular, en gücel haberler. En son çıkan internet haberleri. Oyun haberleri. Hepsi webtegez.blogspot.com'da..
Hotmail'e Veda Outlook'a Merhaba!
Hotmail'e Veda Outlook'a Merhaba!

Microsoft bu haftadan itibaren Hotmail kullanıcılarına Outlook.com'a geçmeleri için hatırlatmalara başlıyor.


Yeni e-posta servisi Outlook.com'u yaygınlaştırmak isteyen Microsoft bu hafta itibariyle çeşitli hatırlatmalarla mevcut abonelerini Hotmail'den Outlook'a geçirmeyi planlıyor.

Öncelikle Hotmail'e giren kullanıcılara Outlook.com'a geçiş yapmaları yönünde ufak bir kutucuk içinde hatırlatma mesajı gösterilecek ve Gelen kutusuna da benzer şekilde postalar atılacak.

Böylece 25 milyon aboneye ulaşan Outlook.com servisinin kitlesi daha da genişlemiş olacak.

Microsoft'un karşısındaki en büyük zorluk Hotmail'in arabirimine ve ismine alışkın kullanıcıların Outlook.com'a geçişte direnmesi... Yazılım devi zamanla bu sorunun da üstesinden gelmeyi umuyor.
En yeni konular, en gücel haberler. En son çıkan internet haberleri. Oyun haberleri. Hepsi webtegez.blogspot.com'da..
Düzenli olarak spor yapmanın faydaları saymakla bitmez.

Düzenli spor yapma alışkanlığı küçük yaştan ednilip bir ömür boyu sürdürülebilir. Her yaşta başlanabilir ancak bir rahatsızlığı olanların ve / veya uzun süre spor yapmamış olanların önce bir doktor kontrolünden geçip yapabilecekleri spor hakkında onay almaları gereklidir. Yaş ve kondüsyon ne olursa olsun aşırı zorlamamalıdır bunun ölçüsü nefes nefese kalmamaktır.

Düzenli spor yapan insanlar kemik erimesi için ilaç almak zorunda kalmazlar, ileri yaşlarda düşüp kalçalarını kırmazlar çünkü spor kemiklerini zaten güçlendirir, kadınlar işe yaramayan selülit kremlerine para harcamazlar çünkü selülit diye bir problemleri olmaz. Düzenli spor yapan kadınların varis çoraplarına ihtiyaçları yoktur çünkü varis diye bir sorunları olmaz. Bel ağrıları çekmezler, bel ve boyun fıtığı olmazlar çünkü bel çevresi kasları kuvvetli boyunları düzgün olur. Deniz ve havuzda bikini / mayo giymekten çekinmezler çünkü utanacak saklayacak değil son derece muntazam vücutları olur.

Düzenli spor yapan insanların ciltleri parlak olur çünkü oksijen alma ve kan dolaşım sistemleri gelişmiştir, baş ağrıları, depresyon ve can sıkıntıları çok az olur çünkü spor mutluluk veren endorfin ve serotonin hormonlarını salgılatır. Merdiven çıkarken, bütün gün yürümekten yorulmazlar çünkü kas, kemik ve kalpleri kuvvetlidir. Devamlı moralleri bozuk olmaz çünkü aynaya bakınca vücutlarından iğrenmezler ve kendilerine güven kazanmışlardır. Düzenli spor yapan kadınların adet kanamaları düzensiz olmaz spor onu da düzene sokar. Sürekli “çok kilo almışsın” lafını duymazlar çünkü kiloları ideal ölçüdedir. Düzenli spor yapan kadınların güzellik salonlarına ve makyaj malzemelerine dünyanın parasını harcamaları gerekmez çünkü spor zaten onları güzelleştirir. Cinsel hayatlarında tatminsizlik yaşamazlar çünkü doktorların dediğine göre düzenli sporun cinsel performans üzerinde de olumlu etkisi vardır. Sürekli yeni kıyafete aşırı para harcamaları gerekmez çünkü yıllar önce aldıkları kıyafetlerin içine rahatça sığabilirer. Sosyal toplantılarda kimsenin ilgilenmediği bakmadığı insanlar olmazlar çünkü muntazam vücutları, kendinden emin güvenli ama mütevazı davranışları ve bakışları olur, ilgi odağı olurlar.

Düzenli spor yapan insanlar biyolojik yaşlarını gösteremezler 55 yaşında olduğunu söyleyince herkes hayretler içinde kalır, 35 – 40 gösteriyorsunuz der ve bunu derken samimidirler. Bu kadınlar Menopoz devresini sıkıntılı geçirmezler, çünkü doktorların dediğine göre menopoz yüzünden östrojen ve progesteron hormonları azalsa dahi düzenli spor menopozun olumsuz etkilerini en aza indirir. Erkeklerde de andropozun olumsuz etkilerini hafifletir. Tansiyon, diyabet, yüksek kötü kolesterol gibi şikayetleri çok nadirdir, düzenli spor kan basıncını ve kötü kolesterolü düşürür, trigliserid ve kan yağlarının aşırı yükselmesini engeller, bu nedenle düzenli spor yapan insanların damarlarının iç duvarlarında kötü kolesterol plakları oluşup damarları tıkamaz ve kalp rahatsızlıkları şikayetleri de çok nadir olur. Bu insanlar başka insanları kıskanmazlar çünkü başka insanlarda kıskanacak birşey bulamazlar ve özgüvenleri yüksektir. Hiçbir zaman ilgisiz kalmazlar çünkü hem erkeklerin hem de kadınların takdirini toplarlar tabi bazılarının da kıskançlıklarını.

Düzenli spor yapan insanların sebebi bulunamayan ağrıları olmaz, çünkü vücutlarındaki tüm sistemler sağlıklı bir şekilde işlemektedir. Aşırı stresli olmazlar çünkü kendilerinden memnun ve kendileri ile barışıktırlar. Hergün aynaya baktıklarında kendilerine hakaret etmezler çünkü hakaret edecek bir şey bulamazlar. Birisine el salladıkları zaman kollarının altı da sallanmaz çünkü kasları sıkılaşmıştır, vücutlarının herhangibir yerinde sarkma da olmaz. Karşı cins tarafından beğenilmeme endişeleri yoktur beğenen o kadar çok karşı cinsten insan vardır ki onları elemek vakitlerinin büyük bir kısmını alır. İşyerinde, okulda verimsiz çalışmazlar çünkü enerji dolu ve zihinleri açıktır. Yorgunluk nedir bilmezler çünkü rahat uyurlar ve sağlıklı işleyen vücut sistemleri, kuvvetli kas ve iskelet yapıları onları dinç tutar. Çocuklarına iyi anne veya baba olurlar çünkü mutlu, enerjik ve iyi rol modellerdir. Kendilerinden devamlı şikayetçi eş veya sevgilileri olmaz, çünkü iç huzurları vardır ve bu etraflarına da huzur verir. Olur olmaz şeylere sinirlenmezler, kendilerini kontrol edebilirler, çünkü spor beyindeki sinir hücreleri nöronların sayısını ve bu nöronlar arasında kurulan bağları artırır ve güçlendirir. Düzenli spor yapan insanları kimse dize getiremez!

En yeni konular, en gücel haberler. En son çıkan internet haberleri. Oyun haberleri. Hepsi webtegez.blogspot.com'da..
Mars ve Ay'da Meyve-Sebze Yetiştirecek!

Mars ve Ay'da meyve-sebze yetiştirecek!
Uzayda yaşam için önemli adım

Şinhua ajansının haberine göre, kapalı bir ortamda, insan ve bitki arasındaki oksijen, karbondioksit ve suyun dengeli dinamiğine odaklanan bir deney yapıldı.

Deneye katılan iki taykonot için su, gıda ve hava kaynağı sağlamak üzere Ay'ın yüzeyinin örneklendirilmesi ile 300 metreküplük kapsül hazırlandı. Taykonotlar için kapsülde dört sebze çeşidi yetiştirildi.

Çin Astronomi Merkezi'nde yapılan deneyde, Tang Yongkang ve Mi Tao adlı taykonotlar, ''Çok keyifli vakit geçirdiklerini'' ifade ettiler.

Çin'de bir ilk olan deney, ülkenin insanlı uzay programı açısından önem taşıyor.
En yeni konular, en gücel haberler. En son çıkan internet haberleri. Oyun haberleri. Hepsi webtegez.blogspot.com'da..
Kızartma yağını getir, ayçiçeği götür!

'Atık yağı getir, ayçiçek yağını götür' kampanyası
Bursa Mustafakemalpaşa Belediyesi, sağlığı ve çevreyi tehdit eden bitkisel ve hayvansal atık yağların toplanması için yeni bir uygulama başlattı. Lavaboya dökülen bir litre atık yağın 1 milyon litre suyu kirlettiği gerçeğinden hareketle Ezici&Deha Biodizel firması işbirliğiyle düzenlenen uygulama kapsamında evlerde biriktirilen atık yağlar toplanacak. Vatandaşlara her 5 litre atık yağ için 1 litrelik ambalajlı ayçiçeği yağı hediye edilecek.

'DÖNÜŞÜM PROJESİ'
Kampanya hakkında bilgi veren Belediye Başkanı Sadi Kurtulan, atık yağ toplama uygulamasının çevreye ve ekonomiye katkı sunan önemli bir dönüşüm projesi olduğunu söyledi. Bitkisel ve hayvansal yağları temiz bir çevre için topladıklarına dikkat çeken Başkan Kurtulan, "Çevremizi, sağlığımızı ve suyumuzu korumak, çocuklarımıza yaşanabilir bir gelecek bırakmak için herkese büyük sorumluluk düşüyor. AB ülkelerinde kişi başına düşen yıllık toplanan atık yağ miktarı 2,4 kilogram iken, Türkiye'de 200 gramdır." dedi.
Evlerde ve lokantalarda kullanılan atık yağların lavaboya veya toprağa dökülmesinin çevre açısından çok büyük zararlara yol açtığını vurgulayan Kurtulan, "Bir litre atık yağın bir milyon metreküp suyu kirlettiği bilimsel araştırmalarla ortaya konmuştur. Atık su kanallarına karışan bitkisel yağlar, kanalizasyon sistemlerini tıkadığı gibi denizlere ulaşarak sularda yaşayan canlılara da ciddi zararlar vermektedir. Bütün bu etkiler dikkate alındığında daha temiz bir Mustafakemalpaşa için çevremizi kirleten atıklar konusunda hepimiz duyarlı olmalıyız. Başlattığımız bu kampanya ile hem su kirliliğini önlemiş hem de atıkların geri dönüşümü ile ekonomiye kazandırmış olacağız. Mustafakemalpaşa Belediyesi olarak bu konuya özel bir önem veriyor ve kampanyaya katılımı özendirmek amacıyla, ekiplerimize teslim edilen her 5 litre atık yağ karşılığında vatandaşımıza 1 litrelik ambalajlı ayçiçeği sıvı yağ hediye ediyoruz." diye konuştu.

ATIK YAĞLAR EVLERDEN ALINACAK
Atık yağların 15 günde bir anlaşmalı firma yetkilileri tarafından toplanacağını dile getiren Belediye Başkanı Sadi Kurtulan, kampanyaya katılacak vatandaşların iletişim için mesai saatleri içinde (0224) 613 35 50 nolu telefonla Mustafakemalpaşa Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü'ne, mesai saatleri dışında ise 153 nolu Zabıta Müdürlüğü'ne başvurabileceklerini sözlerine ekledi.
En yeni konular, en gücel haberler. En son çıkan internet haberleri. Oyun haberleri. Hepsi webtegez.blogspot.com'da..
Kardashian'a şok! Burada porno yıldızı istemiyoruz!
ABD'li TV yıldızı Kim Kardashian'a açılış yapmak için gittiği Bahreyn'de tepki yağdı.
ABD’li reality şov yıldızı Kim Kardashian, önceki gün, farklı aromalarda milkshake (sütlü içecek) satan ’Millions of Milkshakes’ adlı zincirin şubesini açmak için gittiği Bahreyn’de protesto edildi
Yine aynı zincirin şubesini açmak için gittiği Kuveyt’ten sonra Bahreyn’e geçen 32 yaşındaki Kardashian’ın ziyaretine tepki gösteren 100’e yakın İslamcı, Riffa kentindeki ’The Walk Bahrain’ adlı alışveriş merkezinin kapısında toplandı.
Riffa’da toplanan 100 kadar gösterici ’Burada porno yıldızı istemiyoruz’ şeklinde slogan atarak Kardashian’ın Bahreyn’de mağaza açmasını protesto etti.
Kardashian gibi giyim ve yaşam tarzını kabullenemeyecekleri bir kadını ülkelerinde istemediklerini, gençlere kötü örnek olduğunu söyleyen kalabalıktan ’Allahu ekber’ sesleri yükseldi.
Polis, alışveriş merkezine yönelik herhangi bir saldırı olmasın diye kalabalığı göz yaşartıcı gaz ses ve ışık bombalarıyla dağıttı.
Bir grup muhafazakâr milletvekili de Kardashian’ın ülkeye girmesini engellemeye çalışmıştı.
En yeni konular, en gücel haberler. En son çıkan internet haberleri. Oyun haberleri. Hepsi webtegez.blogspot.com'da..
Erkekler Neden Aldatır.?
Uzmanlar erkeklerin aldatma nedenlerini anlattı.
Bir erkeği aldatmaya iten bir çok neden vardır. Bunların başında da kendisine olan güvensizliği ve bazen de karşısındaki kadına olan güvensizliği olabilir. Bir diğer aldatma sebebi ise çevre faktörüdür. Bazen bir erkek çevresindeki diğer erkeklere uyarak ya da zaaflarına yenilerek aldatabilir. Çoğu zaman skor peşinde olan erkek bazen bir macera yaşamak için de aldatabilir.
İlişkisinde yaşanan bir takım sorunlar, sevgiliye artık aşık olmamak ya da cinsel olarak tatmin olamama ya da edememe, sevgilisinden ilgi ya da sevgi görememesi de erkeklerin aldatma sebepleri arasında yer alabilir.
Kadınların dış görünüşüne önem veren erkekler bazen de güzel kadınlara karşı koyamayabilir ve zaaflarına yenik düşebilir sonucunda pişmanlık duysa da. Çok küçük yaşlarda evlenen erkeğin farklı bedenler keşfetmeyi isteyebileceğini belirten uzmanlar ayrıca evlilikte kadının hamilelik döneminde erkeklerin aldatma açısından daha elverişli olduğunu açıklıyor. 
En yeni konular, en gücel haberler. En son çıkan internet haberleri. Oyun haberleri. Hepsi webtegez.blogspot.com'da..
ABD, New York'ta gerçekleşen terörist saldırıda ikiz kulelerde çalışanların büyük bir bölümü öldü. Kulelerde çalışan Türklerin büyük bölümüyse hayatta… Basına yansıyan hikâyelere göre Türklerin kurtuluş sırları şöyle :


  • En kötüsünü düşündüler :
Bina sarsılınca Türklerin akıllarına iki olasılık geldi : Ya uçak çarptı, ya deprem oldu. ABD´lilerse sistemlerde patlama oldu diye düşündü. Türk ´Nasıl kurtulurum´u planlarken ABD´li masasında çalışıyordu.
  • Anonsları dinlemediler :
Resmi emirleri ciddiye almayan Türkler, izdihamı engellemek için hoparlörden yayılan “Binayı terk etmeyin” uyarılarına aldırmayıp hemen merdivenlere yöneldi.
  • Cepler hep açık :
Tam bu sırada en ciddi toplantıda bile kapamadıkları, tuvalette dahi yanlarında bulundurdukları cep telefonları çaldı, dostları “çabuk kaç, binaya uçak çarptı” diye uyardı.
Binadan kurtulan bir Türk´e kulak verelim: Amerikalılar merdivenin sağından tek sıra halinde iniyordu. Polise “Neden solu kullandırmıyorsun?” dedim. “Yukarı çıkanlara ayırdık” dedi. Gülüp tek başıma soldan jet gibi indim. 2 dakika sonra bina çöktü.
Kurtulan bir Türk kızı anlatıyor : “Binadan çıkınca hemen uzaklaştım. Çünkü depremde binalar sallantıdan 15-20 dakika sonra çökmüştü. ABD´lilerse binanın önünde telefonla ´Kurtuldum´ diye müjde veriyorlardı. Kuleler çökerken sanırım altında kaldılar.”
En yeni konular, en gücel haberler. En son çıkan internet haberleri. Oyun haberleri. Hepsi webtegez.blogspot.com'da..
Cep telefonlarının bitmeyen kabusunda son nokta...

ABD'de araştırmacılar, acil durumlarda, cep telefonunu sallayarak şarj etmeye yarayacak sistem üzerinde çalışıyor.
ABD'deki Virginia Tech Üniversitesi'nden Shashank Priya ve ekibi, cep telefonlarında ses, basınç ve hareketi enerjiye dönüştürecek yeni bir sistem üzerinde çalışma sürdürüyor.
Ekibin çalışması, telefonu tuşlarken ya da sallarken kullanılan enerjinin, cihazın içine yerleştirilen “acil durum şarj aletine” aktarılabileceğini gösteriyor.

Deneyde kullanılan piezoelektrik maddenin ses ve basınç karşısında vereceği tepkinin, telefonu çalıştıracak enerjiye dönüştürülüp dönüştürülemeyeceğini test eden ekip, beklediği sonuca ulaştı.
Yapılan deney, ses ve basınçla karşılaştığında titreşen ve elektrik akımı üreten bu maddenin telefona yerleştirilmesiyle kurulacak sistemin, cihazın kısa süreliğine şarj edilmesine yarayabileceğini de göstermiş oldu.
Priya ve ekibi, bataryanın boşaldığı acil durumlarda telefonu birkaç dakika sallamanın, önemli bir görüşmeye yetecek enerjiyi depolamaya yeteceğini düşünüyor.

Amerikalı ekibin araştırması, “New Scientist” dergisinde yayımlandı.
Acil bir durumda 1 dakika telefonla konuşmak hayat kurtarabilir,bu gelişmeyi küçümsememek lazım.
En yeni konular, en gücel haberler. En son çıkan internet haberleri. Oyun haberleri. Hepsi webtegez.blogspot.com'da..

Araç Kullanırken ''Uyanık Kalmak'' İçin Mavi Işık Fransız bilim adamları sürücüyü uyanık tutmanın yolunu bulmuş.
Aracın ön bölümüne yerleştirilen, sürekli mavi ışık yayan LED lambanın, sürücünün ''uyanık kalmasını'' sağlayabileceği belirlendi.
Fransız bilimadamlarının yaptığı araştırma, söz konusu ışığın uykuyu dağıtmak için kahve kadar etkili olduğunu gösterdi.
Bordeaux Üniversitesi'nden Jacques Taillard, ışığın, beyinde 23.00-05.00 saatlerinde salgılanan, temel görevi vücudun biyolojik saatini koruyup, ritmini ayarlamak olan melatonin hormonunu engelleyerek biyolojik saati etkileyebildiğini belirtti.
Taillard, yıllardır mavi ışığın gece yapılan işlerde verimi beyaz ışıktan daha fazla artırdığının bilindiğini vurguladı.
Araştırmacılar sağlıklı, ortalama 33 yaşındaki 48 erkek katılımcıdan otoyolda, 01.00-05.00 saatlerinde 400 kilometre boyunca araç kullanmasını istedi.
Katılımcılar bir hafta arayla 200 miligram kafein içeren 2 fincan kahve, daha sonra kafeinsiz kahve içerek araç kullandı.
Son aşamada katılımcılar mavi ışığa maruz bırakıldı ve bu ışığın kafeinli kahve kadar etkili olduğu görüldü.
Bilimadamları bir sonraki aşamada mavi ışığın etkisini kadınlar ve yaşlılar üzerinde denemeyi planlıyor.
En yeni konular, en gücel haberler. En son çıkan internet haberleri. Oyun haberleri. Hepsi webtegez.blogspot.com'da..

Çağrı merkezi mağdurlarını sevindirecek haber
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu(BTK), çağrı merkezi hizmetlerinde kalite hedefine ulaşamayan 4 firmaya uyarı cezası verdi.

Tüketici Hakları Dairesi Başkanlığı'nın hazırladığı raporu karara bağlayan BTK, yasa ve yönetmelikler kapsamında yapılan değerlendirmede, 2012 yılının ikinci çeyrek döneminde 45 saniyelik ana menüde geçen süre de hizmet kalitesi hedef değeri ve yüzde 80'lik müşteri hizmetleri için cevap verme süresi hedef değerini sağlamayan Digital Platform Teknolojileri Hizmetleri AŞ, Doğan TV Digital Platform İşletmeciliği AŞ, Turkcell İletişim Hizmetleri AŞ ve TTNET'i uyarma kararı alındı.
 
BTK'dan yapılan açıklamada, "45 saniyelik ana menüde geçen süre hizmet kalitesi hedef değerini ve yüzde 80'lik müşteri hizmetleri için cevap verme süresi hedef değerini sağlayamayan bu firmaların uyarılması ve söz konusu işletmecilerin ilgili raporlama döneminde hizmet kalitesi yükümlülüklerini yerine getirmediğinin kurum internet sayfasında bir ay süreyle duyurulması hususuna karar verilmiştir." denildi.
En yeni konular, en gücel haberler. En son çıkan internet haberleri. Oyun haberleri. Hepsi webtegez.blogspot.com'da..

Amerikalı bir grup tıp adamı 20 saniyelik bir operasyonla göz rengini kalıcı olarak kahverengiden maviye dönüştürdü. Yeni yöntem en geç bir buçuk yıl içindeuygulamaya geçecek.

ABD’de yayın yapan KTLA 5 kanalının haberine göre, merkezi Kaliforniya’da bulunun Stroma Medical hastanesi doktorlarından Gregg Homer, Lumineyes adı verilen bir lazer teknolojisiyle göz rengini kahverengiden maviye dönüştürmeyi başardı.

Bu uygulamaya göre, gözün iris tabakasına 20 saniye süreyle belli bir frekansta lazer ışını tutuluyor ve bu enerji melanin adı verilen kahverengi pigmenti kaldırarak iki veya üç hafta içinde altındaki mavi rengi ortaya çıkarıyor.

Ancak bu yöntem sadece kahverengiden maviye dönüşümlerde uygulanabiliyor ve işlemin geri dönüşü bulunmuyor, çünkü kahverengi doku yeniden oluşamıyor. Stroma Medical Hastanesi, 10 yıldır sürdürülen deneyler tamamlandıktan sonra yeni yöntemin en geç bir buçuk yıl içinde yaygın olarak uygulamaya geçeceğini duyurdu.
En yeni konular, en gücel haberler. En son çıkan internet haberleri. Oyun haberleri. Hepsi webtegez.blogspot.com'da..
Bugün 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ~ Bayramınız Kutlu Olsun!
Dünyanın bir numaralı arama motoru olan Google, Türkiye Cumhuriyeti'nin 89. kuruluş yıldönümü için anlamlı bir jestte bulundu.Google 29 Ekim Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun! dedi...İşte 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı şiirleri, e-kartları ve tüm detayları...
Dünyaca devi arama motoru Google Türk Ulusumuzun 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını Cumhuriyetin kurulduğu eski meclisin görüntüsünü kullanarak kutladı.

Özel günlerde o günün anlam ve önemine göre özel tasarımlar geliştiren Google Türkiye, bugün kuruluşunun 89. yıldönümü kutlanan Türkiye Cumhuriyeti için de özel bir tasarım hazırlayıp ana sayfasında kullandı.
Eski meclis binasını ana sayfasına taşıyan Google, Ankara'da Ulus'ta bulunan Meclis'in 3 binasını öne çıkaran Google, bunların yanına yeşil ağaçlar yerleştirdi.Bu güzel görünüm ile dikkat çeken sitenin tasarladığı özel logonun üzerine tıkladığında ise Cumhuruiyet Bayramı ile ilgili sonuçlar çıkıyor. 


Google'ın Türkiye Cumhuriyeti için hazırladığı, "Doodle" büyük beğeni topladı.

- CUMHURİYETİN KURULUŞU -
Osmanlı İmparatorluğu'nda, ikinci Meşrutiyetin ilanından altı yıl sonra Birinci Dünya Savaşı başladı. 1914'te başlayan Birinci Dünya Savaşı'na dünyanın belli öbaşlı devletleri katıldı. Dört yıl süren savaş sonunda bizimle birlikte olan devletler yenildi. Savaş kurallarına göre biz de yenilmiş sayıldık. Ülkemiz İngilizler, Yunanlılar, Fransızlar, İtalyanlar tarafından paylaşıldı.

Ulusuna inanan, güvenen Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a geldi. Erzurum'da, Sıvas'ta kongreler düzenledi. Mustafa Kemal Paşa "Tek bir egemenlik var, o da Milli egemenliktir. Ülkeyi yine ulusun kendi gücü kurtaracaktır." diyordu. Yurdun dört bir tarafından gelen ulus temsilcileri -milletvekilleri- 23 Nisan 1920 günü Ankara'da Büyük Millet Meclisi'nde toplandı. Meclis, Mustafa Kemal Paşa'yı başkan seçti. Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde Büyük Millet Meclisi Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı başlattı. Bir yandan efeler, dadaşlar, seymenler bulundukları yörede düşmana karşı koydular. Öte yandan düzenli ordular İnönü'de, Sakarya'da, Dumlupınar'da savaştılar. Yurdumuz düşmanlardan kurtarıldı.

Tahtını, rahatını düşünen padişah, yenilen düşmanla birlikte yurdumuzdan kaçtı. İmzalanan Lozan Barış Antlaşması ile yeni bir devlet doğdu. Bu doğan devletin yönetim biçimi henüz belirlenmemişti.

İkinci dönem Büyük Millet Meclisi 11 Ağustos 1923'te ilk toplantısını yaptı. 13 Ekim 1923'te Ankara Başkent oldu. Atatürk ; düşmanın ülkeden atılıp sınırlarımızın belirlenmesinden sonra, çoktan beri tasarladığı cumhuriyetin ilanı üzerinde hazırlıklar yapmaya başladı. 28 Ekim 1923 akşamı yakın arkadaşlarını Çankaya'da yemeğe çağırdı. Onlara , "Yarın Cumhuriyet'i ilan edeceğiz." Dedi.

29 Ekim 1923 günü Atatürk, milletvekilleri ile görüştükten sonra taslağı hazırlanan cumhuriyet önergesi Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne verildi. Meclis önergeyi kabul etti.

Böylece ülkemizde cumhuriyet yönetimi kuruldu. Atatürk kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı oldu. Cumhuriyet'in ilanı yurtta sevinç ve coşku ile karşılandı.

Cumhuriyet; yurttaşların seçme ve seçilme hakkının olduğu bir yönetimdir. Ulus temsilcilerinin kabul ettiği yasalarla ülkenin yönetilmesidir. Cumhuriyet yönetiminde söz ulusundur. Cumhuriyet'i korumak, kollamak, yaşatmak her yurttaşın ödevidir.

WebteGez Ailesi olarak Türk Ulusumuzun Cumhuriyet Bayramını En içten kutluyoruz.
En yeni konular, en gücel haberler. En son çıkan internet haberleri. Oyun haberleri. Hepsi webtegez.blogspot.com'da..
Ülkemizde çalışan hemşirelerin mesleklerini bırakma nedenlerinin incelendiğinde aşağıda sunulan önerilerin, hemşirelik mesleğinden ayrılmaların önlenmesine ve hemşireleri elde tutma stratejilerine yol gösterici olacağı düşünülmektedir:

1. Hemşirelerin, daha çok genç yaşlarda mesleklerini bırakmaları nedeniyle; yöneticilerin, bu grubun işten ayrılma kararlarını belirleyen olumsuzlukların giderilmesini öncelikli bir konu olarak ele almaları gerekmektedir.

2. Çalışma koşullarının ağır olmasına bağlı ayrılmaların önüne geçilebilmesi için gerekli iyileştirilmeler yapılmalıdır. Çalışma saatleri, hemşirelerinde bir biyolojik ritimleri olduğu ve sosyal yaşamın önemli olduğu da düşünülerek yeniden düzenlenmeli, hemşirelerin hastanede kalış süreleri ve iş yükleri azaltılmalıdır.

3. Hemşirelerin çalışma şartlarının zorluğu, hizmet alanlarının bakıma ihtiyacı olan ve ölmek üzere olan insanların olduğu düşünülerek yıpranmaları hesaba katılmalı, nöbet ücretleri, maaş ve ek ödeneklerde ilgili iyileştirmeler yapılmalı ve hemşirelik daha cazip hale getirilmelidir.

4. Ağır iş yükü sorunun çözümü için hasta-hemşire oranları yeterli hale getirilmeli; hemşire eksikliği sorunu kısa dönemde gidermeli ve hemşirelere kendi görevleri dışında iş yüklenmemelidir.

5. Hemşirelerin meslekte çalışma süreleri ve yetenekleri göz önüne alınarak ilerlemeleri sağlanmalıdır.

6. Evli ve çocuk sahibi olan hemşirelerin çalışma çizelgeleri daha dikkatli ve uygun şekilde hazırlanmalı, çocuk yardımı ve kuruma ait kreş gibi olanakların arttırılması yönünde stratejiler geliştirilmelidir.

7. Hemşirelik mesleğine istemeden girenlerin ayrılma ihtimalinin yüksek olması nedeniyle bu grubu hemşirelikte tutma stratejileri geliştirilmelidir.

8. Her düzeyde görev alan yönetici hemşirelerin, astlarıyla olan ilişkilerinin hemşireler üzerine etkisini anlama ve uygun davranış modelleri geliştirme konusunda eğitim almaları sağlanmalıdır.

9. Hemşirelerin çalışma saatlerinin ev ve iş yaşamı arasındaki dengeyi bozmayacak düzeylerde ayarlanması gibi konularda duyarlı davranılmasına gereksinim vardır. Bu bağlamda yönetici hemşirelerin, özellikle yoğun bakım ve acil gibi yoğun kliniklerde çalışıp, nöbet tutan ve hafta sonu çalışan hemşirelerin güçlendirilmesine önem ve öncelik
verme; nöbet listesi ve hafta sonu izinleri uygun şekilde düzenleme, mesleki gelişim ve görevde yükselme olanakları ve kararlara katılımlarını sağlama gibi iyileştirmeler yapmaları gerekmektedir.

10. Bu çalışmada ücret önemli bir ayrılma nedeni olarak saptanmamasına karşın, son yıllarda hemşirelik ücretlerinde yaşanan sorunlar nedeniyle, günümüz koşullarında ayrılma kararını etkileyeceği unutulmamalıdır.

11. Ülkemizde hemşirelerin hemşire olma ve hemşireliği bırakma nedenleri nitel bir araştırma ile daha derinlemesine incelenmelidir. Hemşire işgücü çalışmalarına ışık tutacak nicel verilere gereksinim olması nedeniyle; konu ile ilgili sistematik kayıtlar tutulmalı ve bir veri tabanı oluşturulmalıdır.

12. Ülkemizde önlem alınmadığı takdirde meslekten ayrılmaların devam edeceği ve daha büyük bir hemşire yetersizliği ile karşı karşıya gelinebileceği her zaman dikkate alınan bir konu olmalıdır. Bu doğrultuda hemşirelerin elde tutulması hiçbir zaman önemini kaybetmemeli ve önleme stratejilerinin geliştirmesine önem verilmelidir.



KAYNAKLAR

  • AYŞEN UĞUR GÖK HEMŞİRELİKTE YÖNETİM ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ ALINTIDIR.
  • Kavla İ. Hemşirelerde iş doyumu ve tükenmişlik ilişkisi, Dokuz Eylül Üniversitesi,Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 1998, İzmir.
  • Bilgili N. Ankara Dışkapı SSK Hastanesi’nde çalışan hemşirelerin genel ruhsal Durumlarının Değerlendirilmesi, V. Ulusal Hemşirelik Kongresi, 1997, İzmir.
  • Aydın R. Hemşirelerde iş doyumu ve kişilerarası çatışmalara olan etkisi, İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Psikiyatri Hemşireliği Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, 2000, İstanbul.
  • Güneş N. Bir üniversite hastanesinde çalışan hemşirelerin iş doyumlarını etkileyen etmenlerin incelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, 2006, İzmir.
  • Velioğlu P. Hemşireliğin düşünsel temelleri kitabı, Alaş Ofset Maatbaası, 1994, İstanbul.
En yeni konular, en gücel haberler. En son çıkan internet haberleri. Oyun haberleri. Hepsi webtegez.blogspot.com'da..
 Farklı düzeylerde eğitim alma: Ülkemizde hemşirelik eğitimi lisans, önlisans, açık öğretim, lise sonrası 18 aylık kurs ve ortaokul sonrası 4 yıllık lise şeklinde beş ayrı düzeyde verilmiştir ve bu farklılık devam etmektedir. Bu heterojenlik mesleği algılama, mesleki çabaları benimseme, belirli bir gelire sahip olma gibi özelliklerinden dolayı mesleği olumsuz etkiliyor. Eğitim düzeylerinin farklılığı, çalışma yaşamında yetki ve sorumluluklara yansımıyor. 1996 yılında kapatılan Sağlık Meslek Liseleri 2001 yılında tekrar açıldı, hemşirelerin üniversite düzeyinde eğitim talepleri dikkate alınmadı. Oysa şu an dünyada ortaokul sonrası lise eğitimi ile yetinen ülke bulunmamaktadır.

Hemşirelik Kanunu: 1954 yılında çıkarılan 6283 sayılı Hemşirelik Kanunu hemşirenin değişen ve yapmakta olduğu rol ve işlevlerini kapsamıyor. Avrupa Birliği süreciyle birlikte hızla uyum yasaları çıkarılırken hemşirelik yasasının gündemde olmaması, çıkan yasaların ülkemiz sağlık ihtiyaçlarını yansıtmamaktadır.

Hemşire istihdamı: Sağlıkta dönüşüm adıyla yürütülen politikalar, genelde sağlık çalışanlarını, özelde hemşireleri oldukça olumsuz düzeyde etkilemiş; halen etkilemeye devam etmektedir. Sağlıktan kar elde etmeyi hedefleyen bu politikalar tedavi edici sağlık hizmetlerine dayandığı, koruyucu sağlık hizmetlerini yok saydığı ya da finansal olarak bireysel sorumluluk alanını daralttığı için hemşirelerin istihdam sorunları ülkemiz dahil, pek çok ülkenin önemli bir sorunu. Ülkemizdeki toplam 80 bin hemşirenin yüzde 90'ı tedavi edici sağlık hizmetlerinde çalışıyor. Bunun yanında tedavi edici sağlık hizmetleri, Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen kadronun yarısından bile az sayıda hemşire ile yürütülmektedir. Örneğin 300 yataklı bir çocuk hastanesi için 400 hemşire kadrosu belirlenmişken 150?170 hemşire ile hizmet verilmektedir.

Böylesi yoğun koşullarda çalışan hemşireler kendi alanları olan bakımı başkalarına bırakma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu durum mesleğin özerkliğini, bakım kalitesini olumsuz yönde etkilemekte, hemşireliğin sadece hekim istemlerini uygulayan bir meslek olarak algılanmasına neden olmaktadır.

Branşlaşma: Ülkemizde temel eğitim sonrası akademi dışında branşlaşma olanakları yoktur. (Ameliyathane hemşireliği, yoğun bakım hemşireliği, onkoloji hemşireliği vb.) Yıllarca onkoloji hemşireliği yapmış hemşireler çok farklı alanlarda çalıştırılabilmektedir. Bu durum mesleki doyumu azaltarak tükenmişliği artırmaktadır.

Cinsiyet: Hemşireliğin sosyolojik özelliklerinin en başında gelen önemli faktör cinsiyettir. Ülkemizde erkek hemşirelerin sayılarının çok az olması ve hemşireliğin kadınlara özgü bir meslek olarak algılanması mesleğin gelişimini olumsuz yönde etkiliyor. Ataerkil aile temelli toplumumuzda kadınlardan erkeğe boyun eğme ve saygı beklendiğinden, kadınlardan oluşan hemşirelik de bu anlamda büyük ölçüde payını almıştır.

Ülkemizdeki sağlık sisteminde geleneksel sağlık anlayışı hâkim. Hastanın merkezde olmadığı, hasta hakkında karar verenin tek başına hekimin olduğu bu anlayışın değişmesi gerekiyor.

Türk Hemşireler Derneği'nin 2000 yılında hemşire, ebe ve sağlık memurlarının meslekten memnuniyetine ilişkin yaptığı araştırmada; araştırmaya katılan hemşirelerin yüzde 41,9'unun mesleğinden memnun olduğu, yüzde 58.1'inin mesleğinden memnun olmadığı saptanmış. Memnuniyetsizlik nedenleri ise,
1. Ücret yetersizliği,
2. Görev yetki ve sorumluluklarının belli olmaması,
3. Risk fazlalığı,
4. Görev dışı işlerde çalıştırılma,
5. Meslekte ilerleyememe,
6. Toplumun mesleğe yönelik olumsuz yaklaşımı,
7. Yoğun çalışma temposu,
8. Yardımcı sağlık personeli olarak değerlendirilme,
9. Fazla çalışma ve
10. İstenilen branşta çalışamama olarak sıralanmış.

Ülkemizde sağlık ve hemşireliğe yönelik planlamalarda hemşirelerin olmaması ya da yeterince temsil edilmemesi de mesleğin otonomi kazanmasını olumsuz etkileyen faktörlerden biri olarak görülüyor.

Hemşirelik profesyonel bir meslektir. Gelişmiş ülkelerde meslekleşme sürecini tamamladığı halde yukarda sayılan nedenlerden dolayı ülkemizde meslekleşme istenilen düzeyde değildir.

Hemşirelik mesleğinde yaşanan sorunlar, hemşirelik uygulamalarına; hemşirelerin bağımsız fonksiyonlarından olan bakım verme ve yardım etme işlevlerini yeterince yerine getirememesi, mesleki bilgi ve yeteneklerini etkin kullanamaması şeklinde yansımaktadır. Bunun sonucunda toplum kaliteli hemşirelik bakımı alamamakta, sağlık hedeflerine ulaşmada hemşirelik potansiyeli değerlendirilememektedir.

Ekip olarak tüm hemşirelerimizin "Hemşireler Günü"nü candan kutlar, mesleklerinde üstün başarılar, özel hayatlarında mutluluklar dileriz.