Avustralya ve ABD'deki bilim adamlarının çalışmaları, önlem alınmazsa, çok sayıda hayvanı barındıran ve biyolojik çeşitliliğe katkıda bulunan yaşlı ağaçların neslinin tükeneceğini gösterdi.
Dünyanın En Yaşlı ve Büyük Ağaçları Ölüyor.!
Dünyanın En Yaşlı ve Büyük Ağaçları Ölüyor.!


Avustralya ve ABD'deki bilim adamlarının çalışmaları, önlem alınmazsa, çok sayıda hayvanı barındıran ve biyolojik çeşitliliğe katkıda bulunan yaşlı ağaçların neslinin tükeneceğini gösterdi.


Bilim adamlarının çalışmaları, Avrupa, Kuzey Amerika, Afrika, Asya, Güney Amerika, Latin Amerika ve Avustralya'da 100-300 yaşındaki büyük ağaçların “endişe verici düzeyde yok olduğunu” ortaya koydu.

Avustralya Üniversitesi'nden David Lindenmayer, bunun neredeyse her tür ormanı ilgilendiren küresel bir sorun olduğunu vurguladı.

Fil, kaplan ve balinaların sayılarının azaldığını hatırlatan bilim adamı, verilerin bu ağaçların da aynı kaderi paylaşabileceğini gösterdiğini belirtti.

Avustralya'daki üvez ağaçları, ABD'deki çamlar, California bölgesindeki sekoyalar ve Tanzanya'daki bambuların tükenme tehlikesi en fazla olan türler olduğu bildirildi.

Yangınların ormanların yok olmasının tek sorumlusu olmadığını belirten bilim adamları, yangınların çıkmadığı yıllarda bile bu ağaçların yok olma oranının normalden 10 kat fazla olduğunu vurguladı.

Yaşlı ağaçların yok olmasının iklim değişikliği, ağaçların kesilmesi ve tarım alanı ihtiyacının sonucu olduğunu belirten bilim adamlarından Bill Laurance, en büyük canlı organizmaların, çiçekli bitkilerin, dünyanın işleyişi ve zenginliğinde belirleyici rol oynayan organizmaların yok olma tehlikesine dikkati çekti.

Araştırma, “Science” dergisinde yayımlandı.

Kaynak: Hürriyet.com.tr

Batuhan Pol

Batuhan P.

12'li yaşlarda tanıştığım bu sektöre şuanla beraber olmak üzere 10 yıldır sürdürmekteyim. Küçük yaşlarda milyonların girdiği projeler yapsamda çocukluk aklım ve imkanlar dolayısıyla erken biten maceralar oldu. Şimdi ise yerlerinde başkaların yaptığı projeler var. Yoksa bende milyoner olurdum heralde :)

Post A Comment:

0 comments: