Articles by "sağlık"
sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
En yeni konular, en gücel haberler. En son çıkan internet haberleri. Oyun haberleri. Hepsi webtegez.blogspot.com'da..

Uyku bozukluğu, birçok kişinin yaşadığı ve günlük hayatlarını olumsuz etkileyen bir sağlık sorunudur. Uyku bozukluğu, uykuya dalmakta veya uykuda kalabilmekte zorluk çekmek, uykuya dalarken sık sık uyanmak veya yorgun uyanmak gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Bu makalede, uyku bozukluğunun nedenleri, belirtileri ve tedavi yöntemleri ayrıntılı bir şekilde ele alınacaktır. Ayrıca, uyku bozukluğunun ciddi sonuçlarını ve önlenebilecek faktörleri de tartışacağız.

 Uyku Bozukluğu Nedir?

Uyku, insan vücudunun dinlenmesi ve kendini yenilemesi için gerekli olan bir fonksiyondur. Ancak, bazı kişiler uyku sorunları yaşayabilirler. Bu sorunlara uyku bozukluğu denir. Uyku bozuklukları, uyku kalitesini, uyku süresini ve uyku ritimini etkileyebilir. Uyku bozukluğu olan kişiler, yeterince uyuyamazlar ve dolayısıyla günlük yaşamlarında fonksiyonel sorunlar yaşayabilirler.

Uyku Bozukluğu Nedenleri Nelerdir?

Uyku bozukluklarının birçok nedeni olabilir. Bunlar arasında stres, anksiyete, depresyon, yeme bozuklukları, obezite, hormon dengesizlikleri, yaşlılık, jet lag, çalışma saatlerinde değişiklikler, uyku apnesi, restless leg sendromu ve narkolepsi sayılabilir.

Uyku Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?

Uyku bozukluğu olan kişilerin belirtileri arasında şunlar yer alabilir:

  • Yetersiz uyku almak
  • Uykuya dalmada güçlük çekmek
  • Gece boyunca uyku bölünmeleri yaşamak
  • Sabahları yorgun uyanmak
  • Uykulu hissetmek
  • Gündüz uykulu hissetmek
  • Konsantrasyon eksikliği
  • Hafıza sorunları
  • Sinirlilik
  • Anksiyete veya depresyon belirtileri

Uyku Bozukluğu Kimlerde Görülür?

Uyku bozukluğu, her yaşta ve her cinsiyette görülebilir. Ancak, bazı kişilerde daha yaygın olarak görülebilir. Bunlar arasında şunlar yer alabilir:

  • Yaşlı insanlar
  • Kadınlar (menopoz döneminde daha sık görülür)
  • Obez kişiler
  • Diyabetli kişiler
  • Nörolojik hastalığı olan kişiler
  • Uyku Bozukluğu Tedavisi Nasıl Yapılır?

Uyku bozukluğu tedavisi, kişinin yaşına, sağlık durumuna, uyku bozukluğunun şiddetine ve nedenine göre değişebilir. Uyku bozukluğu tedavisinde kullanılan yöntemler arasında şunlar yer alabilir:

  • Yaşam tarzı değişiklikleri (düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek, uyku ortamını düzenlemek)
  • İlaç tedavisi (sakinleştiriciler, antidepresanlar, uyku hapları:
  • Bilişsel terapi (uyku davranışları terapisi, bilişsel terapi)
  • Uyku apnesi için solunum cihazları (CPAP)
  • Restless leg sendromu için ilaç tedavisi

Uyku Bozukluğu Nasıl Önlenir?

Uyku bozukluğunun bazı nedenleri önlenebilir. Örneğin, sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyerek, obezite ve yeme bozuklukları gibi faktörleri kontrol altında tutmak mümkündür. Ayrıca, stres yönetimi, gevşeme teknikleri, uyku ortamının düzenlenmesi ve düzenli uyku rutinleri oluşturmak da uyku bozukluğunu önlemeye yardımcı olabilir.

Stres Yönetimi:

Stres yönetimi uyku bozukluğu tedavisinde önemli bir rol oynar. Stres, zihinsel ve fiziksel olarak rahatlamamıza engel olur ve uykuya dalma veya uykuda kalma zorluğuna neden olabilir.

Stres yönetimi teknikleri, uykuya dalma ve uykuda kalma sürecini iyileştirmeye yardımcı olabilir. Bunlar arasında derin nefes almak, meditasyon yapmak, yoga yapmak, kas gevşeme teknikleri kullanmak ve düzenli egzersiz yapmak gibi yöntemler yer alır.

Derin nefes alma, yavaş ve derin nefesler alarak stresi azaltır ve vücudu rahatlatır. Meditasyon ve yoga gibi uygulamalar, zihni sakinleştirmeye ve gevşemeye yardımcı olur. Kas gevşeme teknikleri, kasların gevşetilmesi ve rahatlaması yoluyla stresi azaltır. Düzenli egzersiz yapmak, vücudun stresle başa çıkmasına yardımcı olur ve aynı zamanda uyku kalitesini artırabilir.

Stres yönetimi teknikleri, uyku sorunlarına yol açan kötü uyku alışkanlıklarını da değiştirmeye yardımcı olabilir. Bu nedenle, uyku sorunları yaşayan kişilerin stres yönetimi teknikleri konusunda uzman desteği alması ve bu yöntemleri uygulaması önerilir.

Kas Gevşeme Teknikleri:

Uyku bozukluğu için kas gevşeme teknikleri oldukça etkilidir. Bu teknikler, kaslarınızı gevşeterek vücudunuzu rahatlatır ve uykuya dalmayı kolaylaştırır. İşte, uyku bozukluğu için kas gevşeme tekniklerinden bazıları:

  • Derin Nefes Alma: Derin nefes alma tekniklerini kullanarak, vücudunuzu rahatlatın ve sakinleştirin. Gözlerinizi kapatın, burnunuzdan yavaşça nefes alın ve karnınızın şişmesine izin verin. Ardından, ağzınızdan yavaşça nefes verin ve karnınızı indirin. Bu teknikle, kaslarınızı gevşetir ve uykuya dalmanızı kolaylaştırır.
  • Progresif Kas Gevşeme: Bu teknikte, vücudunuzun farklı bölgelerindeki kas gruplarını sırayla kasıp gevşetirsiniz. Öncelikle, başınızın üstündeki kasları kasın ve 5-10 saniye kadar tutun. Daha sonra, kasları serbest bırakın ve gevşetin. Bu işlemi sırayla, omuzlarınızdan ayak parmaklarınıza kadar devam ettirin. Bu teknik, kasların rahatlamasına ve uykuya dalmanızı kolaylaştırır.
  • Yoga: Yoga, uyku bozukluğu için kas gevşeme tekniklerinden biridir. Yoga, vücudunuzu rahatlatır ve zihninizi sakinleştirir. Özellikle, restoratif yoga ve yin yoga, uyku sorunları yaşayan kişiler için faydalıdır. Bu yoga türleri, vücudunuzu rahatlatan yavaş hareketler ve uzun süreli pozisyonlar içerir.
  • Masaj: Masaj, kasların rahatlamasına ve vücudun sakinleşmesine yardımcı olur. Sırtınıza, omuzlarınıza ve boyun bölgenize hafifçe masaj yaparak, kaslarınızın gevşemesine yardımcı olabilirsiniz. Bununla birlikte, profesyonel bir masaj terapistine gitmek, daha derin bir kas gevşemesi sağlayabilir.

Bu kas gevşeme tekniklerini düzenli olarak uygulamak, uyku sorunlarınızı azaltabilir ve daha iyi bir gece uykusu çekebilirsiniz

Derin Nefes Alma:

Uykuya dalmak için derin nefes alma oldukça etkili bir tekniktir. Derin nefes almak, vücudunuzun rahatlamasına yardımcı olur ve zihninizi yavaşlatarak uykuya geçiş sürecini kolaylaştırır.

Derin nefes alma tekniği, yavaş, derin nefesler alarak stresi ve gerginliği azaltmaya yardımcı olur. Bu teknik, stres hormonlarını azaltarak vücudunuzun gevşemesine ve sakinleşmesine yardımcı olur. Bu da, uykuya dalmayı kolaylaştırır ve daha hızlı bir şekilde uyumanıza yardımcı olur.

Derin nefes alma tekniğini uygulamak için, rahat bir pozisyonda oturun veya yatın. Gözlerinizi kapatın ve yavaşça derin nefesler almaya başlayın. Burnunuzdan yavaşça nefes alın ve ardından yine burnunuzdan yavaşça nefes verin. Nefes alırken, karnınızı şişirin ve nefes verirken karnınızı indirin. Bu şekilde, diyaframınızın doğru bir şekilde kullanılmasına ve daha fazla oksijen almanıza yardımcı olursunuz.

Derin nefes alma tekniğini uygularken, zihninizin dağılmasına izin verin ve sadece nefesinizi izleyin. Bunu yapmak, zihninizin sakinleşmesine yardımcı olur ve uykuya daha kolay dalmanızı sağlar.

Bu teknik, uyku sorunları yaşayan kişiler için faydalı olabilir. Ancak, uyku sorunlarınız ciddi bir şekilde devam ediyorsa, bir sağlık uzmanına başvurmanız önerilir.


Uyku Ortamının Düzenlenmesi:

Uyku ortamının düzenlenmesi, uyku kalitesini artırmak için oldukça önemlidir. Uyku ortamınızı rahat ve sakin hale getirmek, uyku bozukluklarıyla mücadelede yardımcı olabilir. İşte uyku ortamınızı düzenlemek için bazı ipuçları:

  • Uygun Sıcaklık: Uyku ortamınızın sıcaklığı, uyku kalitenizi etkileyebilir. Oda sıcaklığı, uyku için ideal olan 18-21 derece arasında olmalıdır. Sıcaklığın uyku için ideal olduğundan emin olmak için, yatak odanızdaki termometrelerden birini kullanabilirsiniz.
  • Işık Kontrolü: Uykuya dalmak için karanlık bir ortam önemlidir. Yatak odanızdaki ışık kaynaklarını kontrol edin ve gerekiyorsa perdeleri kullanarak odanızı karanlık hale getirin. Gerekirse, yatak odanıza karanlık perdeler veya panjurlar takın.
  • Gürültü Kontrolü: Gürültü, uyku kalitenizi etkileyebilir. Yatak odanızın mümkün olduğunca sessiz olmasını sağlayın. Eğer dışarıdan gelen gürültüler varsa, yatak odanızı gürültüye karşı izole eden bir kulaklık veya beyaz gürültü makinesi kullanabilirsiniz.
  • Rahat Bir Yatak: Rahat bir yatak ve yastık, uyku kalitenizi etkiler. Yatağınızın sertliği veya yumuşaklığı tercihinize göre olmalıdır. Ayrıca, uyku pozisyonunuzun rahatlığına göre yastık seçin.
  • Temiz Hava: Temiz hava, uyku kalitenizi artırmaya yardımcı olabilir. Odanızı havalandırın veya hava temizleyici kullanın. Ayrıca, yatak odanızdaki havanın nemli olmasına dikkat edin. Çok kuru havada uyku kaliteniz olumsuz etkilenebilir.
  • Elektronik Cihazlar: Yatak odanızdaki elektronik cihazlar, uyku kalitenizi etkileyebilir. Yatmadan önce, bilgisayar, telefon ve televizyon gibi elektronik cihazları kapatın. Ayrıca, yatak odanızdaki saat gibi cihazların parlak ekranlarının da uyku kalitenizi etkileyeceğini unutmayın.

Bu ipuçları, uyku ortamınızı düzenlemenize yardımcı olabilir ve uyku kalitenizi artırabilir. 


Düzenli Uyku Rutinleri Oluşturma:

Uyku rutinleri, uyku bozukluğu yaşayan kişilerin daha iyi uyumasına yardımcı olabilir. Uyku rutinleri oluşturmanın amacı, vücudunuzu ve zihninizin uyku için hazır hale getirmektir. İşte uyku rutinleri oluşturmanız için bazı öneriler:

  • Rutin bir uyku saatine uyun: Vücudunuz, uyku saatine alıştığında, uykuya daha kolay dalabilir ve daha kaliteli bir uyku çekebilirsiniz. Her gece aynı saatte yatıp kalkmaya çalışın. Bu, vücudunuzun biyolojik saati olan sirkadiyen ritmi düzenler.
  • Uyku öncesi aktiviteler: Uyku öncesi aktiviteler, vücudunuzun rahatlamasına yardımcı olur ve uyku için hazırlar. Bu aktiviteler arasında, kitap okumak, sıcak bir duş almak, gevşeme egzersizleri yapmak gibi aktiviteler yer alabilir. Uyku öncesi aktiviteler, rutin haline getirildiğinde, vücudunuzu ve zihninizin uyku için hazırlanmasına yardımcı olur.
  • Uyku ortamının hazırlanması: Uyku ortamınızın sakin ve karanlık olması, uyku kalitenizi artırabilir. Uyku ortamınızı, gürültüyü engelleyen perdeler, rahat bir yatak ve uygun sıcaklıkta tutarak hazırlayın. Ayrıca, yatak odanızda televizyon veya bilgisayar gibi uyaranları bulundurmayın.
  • Kafein ve alkol tüketimini azaltın: Kafein ve alkol, uyku bozukluklarına neden olabilir. Bu nedenle, uyku öncesi saatlerde kafein ve alkol tüketimini sınırlandırın veya tamamen kesin.
  • Düzenli egzersiz yapın: Düzenli egzersiz, vücudunuzu yorarak daha iyi uyumanızı sağlayabilir. Ancak, egzersizi uyku öncesi saatlere denk getirmemeye özen gösterin. Egzersiz yaparken, en az 3 saat önce bitirmeye çalışın.

Uyku rutinleri, düzenli olarak uygulandığında, uyku kalitenizi artırabilir ve uyku bozukluklarını azaltabilir.

Sonuç

Uyku bozukluğu, birçok insanın yaşadığı bir sağlık sorunudur. Ancak, uygun tedavi ve yaşam tarzı değişiklikleri ile bu sorunun üstesinden gelinebilir. Uyku bozukluğu belirtileri olan kişilerin bir uzmana danışması önerilir. Uzman, uygun tedavi yöntemlerini belirleyerek, kişinin uyku kalitesini artırabilir ve günlük yaşamını olumlu yönde etkileyebilir.

En yeni konular, en gücel haberler. En son çıkan internet haberleri. Oyun haberleri. Hepsi webtegez.blogspot.com'da..

Sağlık her insan için yüksek düzeyde önem taşımaktadır. Bunun temel sebebi de insanların sağlıklarını kaybetmeleri gibi durumlarda geriye kalan hiçbir şeyin öneminin kalmamasıdır. Bu sebeple var oluşundan bu yana insanlar sürekli olarak sağlıklı birer birey olabilmek için çabalamış ve herhangi bir olumsuz durumda ise bu olumsuz durumun yani sağlıklı olunmayan durumdan kurtulmak amacı ile birçok farklı tedavi yöntemi icat ederek bunlara başvurmuşlardır. Bu durum öncelikle insanların sağlıklı birere birey olabilmek adına çabalamaları ve bu konuda başarısız olmaları ile başlamaktadır. Bu başarısızlıklar ilerleyen süreçlerde birçok farklı tedavi yöntemlerini doğurmuş ve bu tedavi yöntemleri de başarılı ya da başarısız olarak tarihin tozlu raflarında kendisine yer edinmiştir. 

İnsanlar en başlarda hasta olmaları gibi bir durum karşısında bitkilerden medet ummuşlar ve bitkilerden yapılan birçok farklı ilaç olarak tanımlayabileceğimiz şeylerle tedavi yöntemleri uygulamışlardır. Bu tedavi yöntemleri bazı durumlarda başarılı olsa da bazı durumlarda ise büyük başarısızlıklara da yol açmışlardır. Bu durumun yanı sıra, aynı zamanda ilerleyen süreçte ise tıp adı verilen ve insanların vücudunu anlamak ve birçok hastalığa da çözüm bulmak amacı ile bir dal ortaya çıkmış ve bitkilerle yapılan tedaviler ise alternatif tıp olarak ikinci planda kalmıştır. Bunun temel sebebi ise tıp adı verilen kavramın temelinde bir bilim olmasıdır ve bilim olan tıp kavramının da kesin sonuçlar ile hareket ediyor olmasıdır. 

Teknoloji

Teknoloji adı verilen kavram insan varlığından bu yana göreceli olarak varlığı kabul edilen bir kavramdır. Avcı toplayıcı toplumdan bu yana kendilerini geliştirmek için çalışan insanların icat ettikleri ya da keşfettikleri her yeni durum bir teknoloji olarak görülebilir. Bu bir mızrak bir kesici alet ampul ya da bilgisayar olabilir fakat her ne kadar ilkel olursa olsun icat edilen ya da keşfedilen her yeni şey bir teknoloji olarak sayılabilmekte ve teknolojinin gelişmesine dair temel bir alt yapı sağlamaktadır. 

İnsanlar ilk süreçten bu yana sürekli olarak merak etmek, anlamak ve bundan dolayı da icat etmek gibi kavramları hayatlarının her anında yaşamış ve ilk icat edilen mızraktan günümüzdeki son teknolojilere kadar ortay acıkan her bir şey teknoloji olarak görülebilir. Yeni olan ya da önceden var olan bir şeyin gelişmiş versiyonu bir teknolojik buluş olarak sayılabilir. Teknoloji deyince insanların aklına günümüzde sadece teknolojik aletler telefon ve bilgisayarlar gelse de en ufak bir insan hayatını kolaylaştırmaya yönelik ortaya çıkmış ya da geliştirilmiş her şey teknolojik bir icattır. Bu durum ile birlikte geçmişten günümüze insanlar her anında bir şeyleri merak etmiş, anlamaya çalışmış ve bundan dolayı da yeni yeni teknolojiler ortaya çıkmıştır. Bu süreç sürekli devam etmektedir. 

Sağlık ile Teknoloji İlişkisi


Sağlık ile teknoloji her ne kadar birbirinden oldukça farklı iki alan gibi görülse de özellikle günümüzde bu iki alan da iç içe geçmiş ve birbirleri olmadan var olamayacak iki alandır. Bunun temel sebebi ise şu şekilde açıklanabilir; Özellikle sağlık alanında yapılan yeni atılımların temelinde her zaman teknolojiler kendilerini göstermiştir. MR cihazları ya da insan sağlığını olumlu yönde etkileyecek veya var olan bir hastalığı daha kolay tespit edebilmek adına sağlık alanında yeni teknolojiler olmazsa olmazdır. Bunun yanı sıra teknoloji alanında da sağlık olduğu olmazsa olmaz bir konumda bulunur Bunun temel sebebi de dünya üzerinde canlıların varlığının hissedildiği her yerde sağlık ve sağlığa dair her şeyin de var olması durumudur. 

En yeni konular, en gücel haberler. En son çıkan internet haberleri. Oyun haberleri. Hepsi webtegez.blogspot.com'da..
Bacaklarınızı İnce ve Uzun Göstermenin Yolları

 Herkesin bildiği gibi çoğu bayanların hayalleri hep uzun bacağa sahip olmaktır. İnce ve uzun bacak çoğu bayanların hep isteğidir. Böyle bir görünüme sahip olmak isteyenler için maalesef genetiğimizi değiştiremeyiz ama bacaklarınızı ince ve uzun göstermek için sizlere bir çok yöntemler önerebilirim.

 İşte size önerebileceğim bir kaç yöntemler;

1) Seçtiğiniz renkleri kendi lehinize göre kullanın;

 Güzel bir ayakkabınız veya yeni bir ayakkabı alıcaksınız diyelim. Alacağınız veya giyeceğiniz ayakkabılarınız, giyeceğiniz pantolonunuza ya da çoraplarınıza uydurarak seçin. Yani mesela, siyah topuklu ayakkabı giydiğinizi varsayalım. O zaman altınıza "siyah külotlu çorap" giyebilirsiniz. Bu oluşacak olan monokromatik görüntü bacaklarınızı olduğundan daha uzun gösterecektir.

2) Pantolon giyecekseniz eğer rengini ayakkabılarınızla aynı renk olmasına dikkat edin;

 Pantolon veya ayakkıbınızın renklerini tam olarak tutturamasanız bile birbirlerine en yakın renkleri seçmeniz gene sizin yeterli olacaktır.

3) Ten renginize uygun topuklu ayakkabılar alabilirsiniz

 Ten rengi ayakkabı giyerseniz (ten renginize en yakın olan ayakkabı), ayakkabınızın nereden başlayıp, bacağınızın nereden bittiğini anlaşılamadığı ve göz yanılsaması yaptığı için bacaklarınızı daha uzun gösterecektir.

4) Zayıf göstermek için bacaklarınızda koyu renkler kullanmaya özen gösterin

 Siyah veya diğer koyu renk tonları seçmeniz sizi olduğunuzdan daha zayıf gösterecektir. Bu yöntemi zaten çoğumuz bilir siyah, insanı zayıf gösterrdiğini. Bacaklarınıza koyu renklerde giysiler giymeniz, bacaklarınızı daha ince ve uzun görünmesine sebep olacaktır.

5) Monokromatik şekilde giyinin

 Çoraplarınızı ve ayakkabılarınızı aynı renk tonunda giymeniz özellikle size uzun bir bacağa sahip olma hissini ve görüntüsü verecektir. Bütün kıyafetinizi aynı renkte giymek ise size ise tümden daha uzun bir görünüm kazandıracaktır.

6) Dikine çizgili pantolonlar giyinebilirsiniz

 Dikine çizgili pantolonlar insanlarda göz yanılsaması oluşturur ve sizi uzun bacaklı olmuş gösterirler.
En yeni konular, en gücel haberler. En son çıkan internet haberleri. Oyun haberleri. Hepsi webtegez.blogspot.com'da..
Daha Uzun Yaşamak İçin Yapmanız Gerekenler!

Daha Uzun Yaşamak İçin Yapmanız Gerekenler!
İnsan Ömrünü Uzatan Önerilerimiz Var Size:

 Daha sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürebilmek için aslında küçük ayrıntılara çok dikkat etmek yeterli olacaktır. O ayrıntılar sizde fark yaratacaktır.

Daha sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürmek ister misiniz? 

 Hayatınızda yapacağınız küçücük değişiklikler ile yaşam kalitenizi artırabilir hatta ömrünüzü ciddi anlamnda uzatabilirsiniz. İşte bizden size birkaç önerimiz.

Yatak Odanıza Asla TV (Televizyon) Sokmayın!

 Televizyon ekranının yaydığı ışık, vücut saatinizin düzgün çalışmasını engelleyip uyku kalitenizi düşürmektedir. Bir araştırmaya göre yatak odasında TV olan çiftlerin, yatak odasında tv olmayan çiftlerden %50 daha az cinsel ilişkiye girdiği anlaşılmıştır.

Spor Yaparken Dinlenin

 Spor yaparken mola verirseniz, 1 saat aralıksız çalışmalarınızdan daha etkili olucağını bilmelisiniz. Japonya’da yapılan bir araştırmada 1 saat aralıksız bisiklet sürenler, yarımşar saatten 2 set halinde bisiklet kullananlardan daha az kalori yakmış.

Orta Koltuğu Seçin

 Otomobilin arkasındaki herkesin nefret ettiği orta koltuk aslında en güvenli koltuktur. Orta koltuk bir kaza esnasında en az darbeyi almaktadır. Araştırmalar arka koltukların, ön koltuktan %86 daha güvenli olduğunu ortaya çıkarmıştır. Arka orta koltuk ise, diğer arka koltuklardan %25 daha güvenlidir.

 Hepimizin bildiği gibi çağın vebası olan kanser, ömrü kısaltan en önemli faktörlerdendir. Stresli yaşam da öyledir ve daha bir çok niceleri. Foto galeriler gerçeğin aynası gibidir.
Günde 1 Muz Yiyin

 Muz potasyum açısından çok zengin bir mevyedir. Potasyum da tansiyonu düşürür. Bir araştırmaya göre 50 yaşındayken tansiyonları normal olan kişiler, yüksek tansiyonlulardan ortalama 5 yıl daha fazla yaşıyor.

Enerji içeceği Yerine Su İçin

Yapılan araştırmaya göre, günde 2 kutu enerji içeceği içen kişinin, tansiyonu arttığını belirtilmiştir.

Oda Parfümü Kullanmayın

 Araştırmalara göre oda parfümleri ishal ve baş ağrısından depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açabilmektedir.

Yatağınızı Toplamayın

Kalkar kalkmaz yatağınızı toplamaktan kaçının. Yatağı dağınık bırakmak, çarşaflardaki nemin uçmasını ve dolayısıyla bakterilerin oluşmasını engeller.

2 Avuç Fındık İyi Gelir

Araştırmalara göre fındık sevenler, sevmeyenlere oranla 2 yıl 9 ay daha uzun yaşıyor. 1 ay boyunca günde 2 avuç fındık yiyenlerin kolesterolu %9.4 düşüyor.
En yeni konular, en gücel haberler. En son çıkan internet haberleri. Oyun haberleri. Hepsi webtegez.blogspot.com'da..
Aritmi Nedir? Çocuklarda Belirtileri Nelerdir?

Aritmi Nedir? Çocuklarda Belirtileri Nelerdir?
 Kalp ritmi bozukluklarında kalp, ya çok hızlı atıyor ya da seyrek atıyor. Her iki durumda da kendini değişik belirtilerle ifade eden aritminin takip ve tedavi edilmesi kesinlikle şarttır! Aksi halde yaşam kalitesinde düşme, kalp fonksiyonlarında ciddi hasar ve kalp yetmezliği gibi birçok sorununa neden olabiliyor. Acıbadem Maslak Hastanesi, Elektrofizyoloji Aritmi ve Kalp Pili Kliniği’nden Çocuk ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Alper Çeliker’e çocuklarda görülen aritminin teşhis ve tedavi yöntemlerini sorduk.

 Acıbadem Maslak Hastanesi, Elektrofizyoloji Aritmi ve Kalp Pili Kliniği’nden Çocuk ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Alper Çeliker, ailelerinde ani ölüm ve bayılma öyküsü  olanlar başta olmak üzere, tüm anne ve babaların aritmi belirtilerine önem vermeleri gerektiğini belirtiyor.

 Çocuk hastalıkları uzmanını düzenli olarak ziyaret etmek, teşhisi kolaylaştırıyor mu?
Düzenli kontrollerde kalbin yavaş attığı fark edilebiliyor. Ancak ani atakla olan hızlı kalp atımları, doktor kontrolünde anlaşılmayabiliyor. Çünkü bu durum ani belirtiler gösteriyor ve atak, ancak muayene sırasında olursa fark ediliyor.

Çocuktaki aritminin fark edilmemesi hangi sonuçları doğuruyor?

 Yavaş kalp atımları tedavi edilmezse, çocuk ani bayılmalar yaşıyor ve gelişme geriliği gösterebiliyor. Bu çocuklara kalıcı kalp pili takılması gerekiyor. Hızlı giden ritim bozukluklarında ise ataklar uzun sürerse, örneğin  8-10 saati geçerse kalp yetmezliği oluşabiliyor. Çarpıntı olduğu zaman kalp hızı 130-20’e kadar çıkabiliyor. Kalp hızıyla aylarca, hatta yıllarca yaşarsa kalbinde büyüme ve fonksiyon bozukluğu oluşuyor. Taşikardilerin bir diğer türü de kronik taşikardi. Örneğin, kalbi aslında dakikada 90 kez atması gereken bir çocuğun kalbi dakikada 130 atıyorsa, bu rakam çok yüksek görülmüyor. Çünkü çarpıntı olduğu zaman bu rakam 180-200’a kadar çıkabiliyor. Ancak, kronik taşikardide hasta 130 olan kalp atımıyla aylarca, hatta yıllarca yaşarsa kalbinde büyüme ve fonksiyon bozukluğu oluşuyor.

Anne-babalar çocuklarında aritmi olduğunu nasıl anlayabilir?

 Kalbin yavaş atmasıyla ilgili ritim bozukluklarında; bayılma, büyüme geriliği ve gece idrar kaçırma görülüyor. Eğer ritim bozukluğu çarpıntı olarak geliyorsa, ataklar şeklinde ortaya çıkıyor. Atak olduğunda çocuk birden bire sararıyor, kusuyor, karnı ve göğsü ağrıyor, ani gelen terleme ile birlikte halsizlik hissediyor. Çok ciddi bir atakta bayılma da olabiliyor.

 Aritmi hangi yaş döneminde daha fazla görülüyor?
En fazla ergenlik döneminde ortaya çıkan aritminin görülme sıklığı hem yaşla beraber artıyor, hem de çocuk şikâyetini daha rahat söyleyebildiği için hastalığın tanısı ergenlik çağında daha rahat konuyor.

Görülme nedenleri neler?

 Çarpıntıya neden olan aritminin bilinen bir nedeni yok! Hastalığa anne karnındaki bir takım faktörler neden olabiliyor. Durum, anne karnındayken ya da çocuk doğduğunda anlaşılıyor. Eğer annenin diğer çocuklarında aritmi varsa, hamileliği sırasında mutlaka gerekli testleri yaptırması öneriliyor. Annede bağ dokusu hastalığı, özellikle lupus varsa, aritmisi olan bebek doğurma olasılığı yükseliyor. Ayrıca, genetik geçişli olan ve kalpte görülen iyon kanal hastalıklarında öldürücü ritim bozukluklarına rastlanabiliyor. Bu durum ailevi geçiş gösterdiği için çok dikkat etmek gerekiyor.

Aritminin tanısı nasıl konuluyor?

 Hızlı atımlardaki ataklarda EKG çekilmesi çok önemli. Çünkü atak bittiği zaman kalpte tamamen normal bir tablo oluşabiliyor. Bu durumda teşhis zorlaşıyor. Ayrıca 24 saatlik Holter EKG de tanı için kullanılan önemli bir başka yöntem. Holter EKG’de hastanın, vücuduna 24 saat taşıyacağı bir alet takılıyor ve bu sürenin sonunda bu aletin yaptığı kayıtlar inceleniyor.

 Diğer yöntemler arasında efor testi ve şikâyetin nadir olarak ortaya çıktığı durumlarda uygulanan uzun süreli kaydediciler bulunuyor. 6 ayda bir ya da daha uzun sürede ortaya çıkan şikâyetleri tespit etmek için de cilt altına yerleştirilip 1-2 sene süreyle kalan cihazlar kullanılıyor. Bir başka yöntemde de burundan ve yemek borusundan girilerek çeşitli ölçümler yapılıyor.

Aritmi çocuğu nelerden mahrum bırakıyor?

 Her türlü aritmide çocuğun hayat kalitesi düşüyor, tek başına sokağa çıkması ya da arkadaşlarıyla oynaması, bayılma ihtimali nedeniyle tehlikeli oluyor. Çocuk, tüm spor türlerinden mahrum kalıyor.  Çocuklarında yavaş kalp atımı rahatsızlığı olan bazı aileler “Pil takılmazsa ne olur?” diyorlar.  Eğer böyle bir rahatsızlığı olan çocuğa pil takılmazsa, çocuk hiçbir zaman hayatını normal olarak yaşayamıyor. Bu, psikolojik açıdan da çok fazla etkilenmesine neden oluyor. Zaten tedavilerin amacı yaşam kalitesini artırmak. Taşikardi için de aynı durum geçerli. Bu nedenle buluğ çağına gelen çocuklarda girişimin mutlaka yapılması öneriliyor.

Tedavilerin ardından çocuk normal yaşantısına dönebiliyor mu?
Kalp pili takılan ya da ilaç kullanan çocuklar kısa sürede normal yaşantısına dönebiliyor.

ARİTMİNİN KESİN TEDAVİSİ VAR MI?

 Kalp hızının yüksek seyrettiği ritim bozukluklarında iki tedavi seçeneği var. Bir tanesi ilaç kullanımı. Çarpıntının ne zaman geleceği belli olmadığı için her gün düzenli kullanılması gerekiyor. İkinci seçenek ise 1990’lı yıllardan beri kullanılan ve radyofrekans enerjisiyle uygulanan bir tedavi şekli. Bu tedavi şekline halk dilinde “yakma” deniliyor. Bir katater ile kasıktan girilerek kalpte çarpıntıya neden olan nokta bulunuyor, radyo frekans akımı verilerek yakılıyor. Tedavi ömür boyu kalıcı oluyor. Küçük çocuklarda hayatı tehdit eden bir durum yoksa, bu tedavi için genellikle 4-5 yaşını geçmesi bekleniyor. Operasyon 1,5 saat sürüyor. Benzer yöntemlerden biri olan  “Dondurarak yok etme”  tedavisi de son yıllarda gelişiyor. İyon kanal hastalıkları denilen genetik geçişli hastalıkta ise ilaç tedavisi uygulanıyor ve bazı durumlarda şok vererek çarpıntı engelleniyor. Yavaş atımlarda ise kalp pili kullanılıyor.
En yeni konular, en gücel haberler. En son çıkan internet haberleri. Oyun haberleri. Hepsi webtegez.blogspot.com'da..
Düzenli olarak spor yapmanın faydaları saymakla bitmez.

Düzenli spor yapma alışkanlığı küçük yaştan ednilip bir ömür boyu sürdürülebilir. Her yaşta başlanabilir ancak bir rahatsızlığı olanların ve / veya uzun süre spor yapmamış olanların önce bir doktor kontrolünden geçip yapabilecekleri spor hakkında onay almaları gereklidir. Yaş ve kondüsyon ne olursa olsun aşırı zorlamamalıdır bunun ölçüsü nefes nefese kalmamaktır.

Düzenli spor yapan insanlar kemik erimesi için ilaç almak zorunda kalmazlar, ileri yaşlarda düşüp kalçalarını kırmazlar çünkü spor kemiklerini zaten güçlendirir, kadınlar işe yaramayan selülit kremlerine para harcamazlar çünkü selülit diye bir problemleri olmaz. Düzenli spor yapan kadınların varis çoraplarına ihtiyaçları yoktur çünkü varis diye bir sorunları olmaz. Bel ağrıları çekmezler, bel ve boyun fıtığı olmazlar çünkü bel çevresi kasları kuvvetli boyunları düzgün olur. Deniz ve havuzda bikini / mayo giymekten çekinmezler çünkü utanacak saklayacak değil son derece muntazam vücutları olur.

Düzenli spor yapan insanların ciltleri parlak olur çünkü oksijen alma ve kan dolaşım sistemleri gelişmiştir, baş ağrıları, depresyon ve can sıkıntıları çok az olur çünkü spor mutluluk veren endorfin ve serotonin hormonlarını salgılatır. Merdiven çıkarken, bütün gün yürümekten yorulmazlar çünkü kas, kemik ve kalpleri kuvvetlidir. Devamlı moralleri bozuk olmaz çünkü aynaya bakınca vücutlarından iğrenmezler ve kendilerine güven kazanmışlardır. Düzenli spor yapan kadınların adet kanamaları düzensiz olmaz spor onu da düzene sokar. Sürekli “çok kilo almışsın” lafını duymazlar çünkü kiloları ideal ölçüdedir. Düzenli spor yapan kadınların güzellik salonlarına ve makyaj malzemelerine dünyanın parasını harcamaları gerekmez çünkü spor zaten onları güzelleştirir. Cinsel hayatlarında tatminsizlik yaşamazlar çünkü doktorların dediğine göre düzenli sporun cinsel performans üzerinde de olumlu etkisi vardır. Sürekli yeni kıyafete aşırı para harcamaları gerekmez çünkü yıllar önce aldıkları kıyafetlerin içine rahatça sığabilirer. Sosyal toplantılarda kimsenin ilgilenmediği bakmadığı insanlar olmazlar çünkü muntazam vücutları, kendinden emin güvenli ama mütevazı davranışları ve bakışları olur, ilgi odağı olurlar.

Düzenli spor yapan insanlar biyolojik yaşlarını gösteremezler 55 yaşında olduğunu söyleyince herkes hayretler içinde kalır, 35 – 40 gösteriyorsunuz der ve bunu derken samimidirler. Bu kadınlar Menopoz devresini sıkıntılı geçirmezler, çünkü doktorların dediğine göre menopoz yüzünden östrojen ve progesteron hormonları azalsa dahi düzenli spor menopozun olumsuz etkilerini en aza indirir. Erkeklerde de andropozun olumsuz etkilerini hafifletir. Tansiyon, diyabet, yüksek kötü kolesterol gibi şikayetleri çok nadirdir, düzenli spor kan basıncını ve kötü kolesterolü düşürür, trigliserid ve kan yağlarının aşırı yükselmesini engeller, bu nedenle düzenli spor yapan insanların damarlarının iç duvarlarında kötü kolesterol plakları oluşup damarları tıkamaz ve kalp rahatsızlıkları şikayetleri de çok nadir olur. Bu insanlar başka insanları kıskanmazlar çünkü başka insanlarda kıskanacak birşey bulamazlar ve özgüvenleri yüksektir. Hiçbir zaman ilgisiz kalmazlar çünkü hem erkeklerin hem de kadınların takdirini toplarlar tabi bazılarının da kıskançlıklarını.

Düzenli spor yapan insanların sebebi bulunamayan ağrıları olmaz, çünkü vücutlarındaki tüm sistemler sağlıklı bir şekilde işlemektedir. Aşırı stresli olmazlar çünkü kendilerinden memnun ve kendileri ile barışıktırlar. Hergün aynaya baktıklarında kendilerine hakaret etmezler çünkü hakaret edecek bir şey bulamazlar. Birisine el salladıkları zaman kollarının altı da sallanmaz çünkü kasları sıkılaşmıştır, vücutlarının herhangibir yerinde sarkma da olmaz. Karşı cins tarafından beğenilmeme endişeleri yoktur beğenen o kadar çok karşı cinsten insan vardır ki onları elemek vakitlerinin büyük bir kısmını alır. İşyerinde, okulda verimsiz çalışmazlar çünkü enerji dolu ve zihinleri açıktır. Yorgunluk nedir bilmezler çünkü rahat uyurlar ve sağlıklı işleyen vücut sistemleri, kuvvetli kas ve iskelet yapıları onları dinç tutar. Çocuklarına iyi anne veya baba olurlar çünkü mutlu, enerjik ve iyi rol modellerdir. Kendilerinden devamlı şikayetçi eş veya sevgilileri olmaz, çünkü iç huzurları vardır ve bu etraflarına da huzur verir. Olur olmaz şeylere sinirlenmezler, kendilerini kontrol edebilirler, çünkü spor beyindeki sinir hücreleri nöronların sayısını ve bu nöronlar arasında kurulan bağları artırır ve güçlendirir. Düzenli spor yapan insanları kimse dize getiremez!

En yeni konular, en gücel haberler. En son çıkan internet haberleri. Oyun haberleri. Hepsi webtegez.blogspot.com'da..

Vatandaşı dolandıran 700 site kapatıldı
Sağlık Bakanlığı, 700'e yakın internet sitesini güvenli internet kapsamına alarak erişimlerini engellendi.

Sağlık Bakanlığı, bitkisel tedavi edici zayıflatıcı ürünlerin internet ortamında satışlarının arttığı tespitleri üzerine Bilgi Teknolojileri Kurumu ile yapılan işbirliği çerçevesinde belirlenen 700'e yakın internet sitesinin güvenli internet kapsamına alınarak erişimlerinin engellendiğini bildirdi.
 
Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, bazı internet haber sitelerinde, İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Celbiş'in yasaklı madde içeren zayıflatma ürünleriyle ilgili bakanlığın denetim yapmadığı yönündeki iddialarının yer alması üzerine açıklama yapma gereği duyulduğu belirtildi.
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'nun 2 Kasım 2011'de kurulmasıyla bakanlığın denetimlerini sıklaştırdığı vurgulanan açıklamada, son 10 ayda endikasyon belirtilerek tanıtılan veya zararlı kimyasallar içerdiği belirlenen yüzlerce kozmetik ve gıda takviyesi ürünle ilgili toplatma kararı verildiği anımsatıldı.
 
-''Mucize ürünler çok tehlikeli''-
 
Denetimlerde birçok ürünün, halkı yanıltıcı satış ve tanıtımının yapıldığının tespit edildiği kaydedilen açıklamada, özellikle bazı internet sitelerinde, medyada tanınan yüzlerle yapılan reklamlarla satışa sunulan ve kısa sürede zayıflattığı iddia edilen Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'ndan ruhsatlı ürünlerin, numuneler alınarak incelediği belirtildi.
Halk arasında ''Antakya biberi'', ''Samandağ biberi'', ''mango hapı'', ''elma krom kapsülleri'' olarak bilinen ürünlerde yapılan numune analizlerinin bazılarında fenolftalein adlı ilaç etkin maddesi, bazılarında ise ağır metaller veya sibutramin olduğunun belirlendiği kaydedildi.
Gerekli yasal işlemlerle toplatmanın yapıldığı ve sonuçların kamuoyuyla paylaşıldığı ifade edilen açıklamada, şu bilgilere yer verildi:
 
''İnternet ortamında satışların arttığı tespitleri üzerine Bilgi Teknolojileri Kurumu ile yaptığımız işbirliği çerçevesinde belirlediğimiz 700'e yakın internet sitesi güvenli internet kapsamına alınarak erişimleri engellenmiştir.
 
Radyo Televizyon Üst Kurulu'na başvurularak yüze yakın ürün hakkında, yerel ve ulusal televizyon ve radyo kanallarında yayın ve reklamlarının engellenmesi ve durdurulması sağlanmıştır.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Reklam Kurulu'na yaptığımız başvurular sonucu bakanlıkça bu tip ürünlere cezai yaptırım uygulanmıştır.
Emniyet kuvvetlerimiz ve İnterpol ile ortak yürüttüğümüz çalışmalarla piyasada yasal olmayan kaçak ve sahte ürünlerle ilgili işlem yapılarak sitelerin kapatılması ve ürünlerin toplatılması işlemi yapılmıştır.
Ayrıca 81 il valiliği sağlık müdürlüğüne gönderdiğimiz talimatlarla denetimler yerel olarak da artırılıp adı geçen ürünleri satan şahıslar hakkında cumhuriyet başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunulmuştur.''
Sağlık Bakanlığı'nın açıklamasında, ''Besin desteği altında izin alıp bilimsel herhangi bir veriye ve çalışmaya dayanmayan, ticari amaç öncelikli, bitkisel tedavi edici, mucize zayıflatıcı ürün olarak piyasaya sunulan ürünlerin halk sağlığı açısından son derece tehlikeli olduğu ve hekimlere danışılmadan sağlık vaatli hiçbir ürünün kullanılmaması'' uyarısı yapıldı.

AA
En yeni konular, en gücel haberler. En son çıkan internet haberleri. Oyun haberleri. Hepsi webtegez.blogspot.com'da..

Sağlık alanında merak ettiklerinizi öğrenmek için ne yaparsınız?



Doktorunuzu mu ararsınız yoksa interneti mi kullanırsınız? Yapılan araştırmalar, sağlık konularında bilgi almak ve başkalarını bilgilendirmek için sosyal medyayı ve interneti aktif olarak kullandığımızı gösteriyor.

Boehringer Ingelheim'da ilaç güvenliğinden sorumlu Eczacı Yelda Arıkan konuşmacı olarak katıldığı Dijital Sağlık Zirvesi Türkiye toplantısında internet ve sosyal medyanın sağlık alanında kullanımıyla ilgili yapılan bazı araştırma sonuçlarını paylaştı.

Hastaların bilgi almak için başvurdukları kaynakları belirlemek üzere yapılan bir araştırma, hastaların ilk olarak doktor ve eczacının fikirlerine başvurduklarını ve internet üzerinden araştırma yapmayı tercih edenlerin yüzde 40 oranında olduğunu ortaya koyuyor.

Arıkan, "Yapılan araştırmalar, Türk kullanıcıların sosyal ağları ve interneti sağlık alanında da aktif bir şekilde kullandıklarını gösteriyor. Sağlık alanında interneti kullananlar daha çok hastalıklar, ilaçların etkileri ve yan etkileri konularında bilgi alıyorlar. Ayrıca, sağlık alanında internetin Türk doktorları tarafından kullanımı da yüzde 95'i buluyor" dedi.

İnternet kullanıcılarının üçte birinin, doktorlar, tedaviler ve kullandıkları ilaçlarla ilgili sosyal ağlar üzerinden arkadaşlarına tavsiyelerde bulunduğunu söyleyen Arıkan, buna paralel olarak, çeşitli hastalıklardan şüphelenen kişilerin sosyal ağlar üzerinden tavsiye almasının oranının da yüzde 39'u bulduğunu belirtiyor.