Articles by "ilişki"
ilişki etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
En yeni konular, en gücel haberler. En son çıkan internet haberleri. Oyun haberleri. Hepsi webtegez.blogspot.com'da..

 Nasıl bir üslupla ne anlatılmalı, ne ölçüde açıklanmalı, sorularının hepsi cevaplandırılmalı mı, fazla bilgi tehlikeli olur mu, anlatacağımız bilgiler onu ürkütür mü” gibi düşünceler ailelerin bu konuşmayı geciktirmesine neden olabilir.?

 Çocuk, bedenini keşfettiği dönem olan 2 yaşından itibaren cinsellikle ilgili sorular sormaya başlayabilir. Özellikle 3 yaştan itibaren 2 cins arasındaki farklılıklar üzerinde durur, buna yönelik sorular sorar. Bu dönemdeki ilgi tamamen merak ve öğrenmeyle alakalıdır. Ailelerin çocuğa cinsellikle ilgili bazen gereksiz, bazen eksik bilgiler vererek konuyu hızlıca kapatması ve cevapların çocuğu tatmin etmemesi sıkıntılı anların yaşanmasına sebep olabilir. Çocuk aklında soru işareti kaldığı zaman çevreden gördükleriyle kendi kendine yorum yapar ki bu da çoğu zaman doğru olmayan ve ürkütücü olayları tetikler. Verilecek cevabın doğruluğu kadar ebeveynin o anki tavrı da oldukça önemlidir. Kararsız, isteksiz, net olmayan, sinirli cevaplar ya da konuyu komik bulup gülmek çocuğun zihninde değerlendirilir. Çocuk kendi değerlendirmesi sonrasında korkabilir, üzülebilir veya kafası karışabilir; hatta 2. bir defa soru sormaktan vazgeçebilir. Bu durumu ayıp, kötü ya da olumsuz olarak düşünüp merakını ve içgüdülerini bastırma yoluna gidebilir. Sorduğu soru anlamsız bile olsa, seviyesine yakın, dürüst ve doğal bir tavırla yanıtlanmalıdır. Açık ve sade sözcükler kullanmalı, eğer yabancı terimler kullanmak ebeveyn için kolaylaştırıcı olacaksa ‘’vajina’’, ‘’penis’’ gibi kelimeler tercih edilmelidir.

Ben annemin karnına nasıl girdim?

 Çocuk, “Ben nasıl dünyaya geldim?’’ diye sorduğunda aile bu sorunun cevabını verirken daha az zorlanır. 3 yaş sonrasında, “Ben annemin karnına nasıl girdim?” diye sorduğunda ise aile paniğe kapılabilir. Bu sorunun cevabında cinsel ilişkiden bahsetmek gerekmektedir. Aile bundan kaçınabilir. Bu noktada aileye en önemli tavsiyemiz, çocuğunuza güzel bir şekilde aşkı, sevgiyi anlatmaktır. Anne ile babanın âşık olmasından, yaşadıkları güzel, mutlu duygulardan bahsedilmelidir. Bu olaylar hikaye, masal, öykü gibi anlatılırsa çocuk keyif alır ve mutlu olur. Dünyaya gelme kavramını daha iyi anlar. Öncelikle ‘bebekler nasıl olur, ben nereden geldim’ gibi sorular ilk sorulardır. Çocuklar bu soruları meraklarını gidermek için sorarlar. Cinsellikle ilgili değildir. Özellikle yaz aylarında çocukların cinsellikle ilgili sorular sorması daha kolaydır. Bazen sizi cinsel ilişki anında görebilir ya da yakalayabilir. Bu durum sizi korkutmasın. Böyle durumlarda onunla konuşmanız uygun olacaktır. En uygunu böyle bir durumla karşılaşmadan önce onunla bu konuları konuşmaktır. “Bu konu çok tatsız, birkaç cümleyle geçiştirilmeli’’ imajının yaratılmaması gerekir.

 Ayrıca çocuklar arkadaşlarıyla da bu konuda diyalog halindedirler. Bazı çocuklar ailelerinin bu konuları anlattığını ve bildiklerini söyleyerek “ailem bana güveniyor’’ görüntüsü verirler. Anne karnında 9 ay kaldığını, gelişimini tamamladığında dünyaya geldiğini onun anlayacağı şekilde anlatmaya çalışırken hayvanların doğumlarından yararlanabilirsiniz. Bunlar onun ilgisini çekecektir. Eğer sezaryenle doğum yaptıysanız doğum izinizi ona rahatlıkla gösterebilirsiniz.

Çocuğunuzu mutlaka cinsellik hakkında bilgilendirin

 Günümüzde çocuklar okula başlamadan, okuma-yazma öğrenmeden önce internetle tanışıyor ve kullanmaya başlıyorlar. Bu sayede pek çok şeyi de hızlı bir şekilde öğreniyorlar. Çocukların internet ve bilgisayar kullanımı belirli süre sınırlandırmalarla desteklenmelidir. Fakat bu esnada internette kötü niyetli kişiler çocuklar için cinsel tehlikeler yaratabilir. Siz çocuğunuza bilmesi gerekenleri anlayacağı bir şekilde anlatırsanız, onu internette karşısına çıkacak tehlikelerden de korumuş olursunuz.

 Bilgilendirme yaparken abartıdan kaçının, zayıf ihtimallerle olabilecek şeyleri bile anlatmayın. Bunları anlatmanız onu ürkütecek, cinsiyetinden ve cinsellikten soğumasına neden olacaktır. Böylesi bir durumu düzeltmek için ise çok uğraşmanız gerekir.

 Ailelerin televizyon konusunda dikkatli olmaları gerekir. Çocuğunuzun uyku saatini iyi ayarlamalısınız. 2-6 yaş arası çocuklar 20:00-21:30 saatleri arasında uyumuş olmalıdır. Bu saatlerden önce tv’de gösterilen programlardaki cinsel içerikler daha az ve ölçülüdür. Psikologlar bu gibi durumlarda yaşanan sorunlar konusunda ailelere yardımcı olabilmektedir.

 Sonuç olarak; çocuğunuz cinsellikle ilgili soru sorduğunda onu dinleyin. Anlatırken olumlu konuşabilirsiniz, fakat yüz ifadeniz olumsuz bir elektrik veriyorsa, bunun hiçbir anlamı olmaz. Çocuğun güveni sarsılır ve korkabilir. Onun aklındaki karmaşaları giderin, sıkıntıya düştüğünüzde ise psikologlardan yardım alın.

 Genellikle ilk sorular cinsiyet farklılıklarına yönelik olur;

Soru: Kızların niye pipisi yoktur?
Cevap: Kızlarla erkekler ayrı yaratılmışlardır.Kızların pipisi olmaz çünkü büyüyünce kızlar anne olurlar.Pipisi olsaydı anne olamazlardı.

Soru: Annelerin niye memesi olur?
Cevap: Anneler bebeklerini beslesinler diye göğüsleri vardır ve orada bebekleri beslemek için süt olur.

Soru: Ben nasıl oldum?(Ya da bebekler nasıl olur gibi sorular)
Cevap: Annenin içindeki yumurtayla (ya da tohumla),babanın yumurtası (tohumu)birleşince bebek oluşur. Bebekler de annelerinin karnındaki yuvada büyürler.

Soru: Annelerin karnı neden şişer,karnında ne var?
Cevap: Çocuklar annelerinin karnında büyürler.Annenin karnında seni koruyacak bir yuva var, sen büyüyüp geliştiğinde hastaneye gittik ve doktorlar seni oradan çıkardılar.

Soru: Çocuk anneden nasıl çıkar?(Ya da doğmak ne demek?)
Cevap: Annelerde çocuğun dışarı çıkması için bir delik vardır. Bebekler çok küçüktür ve annedeki o delikten kolayca dışarı çıkabilir.

Soru:  Bu balonu şişirebilir miyim? Bu ne işe yarar? (Prezervatif için)
Cevap: O balon değil ve şişmez.Biz şu an başka bir çocuk sahibi olmayı düşünmüyoruz. Bu yüzden babanla beraber yatarken,tohumlarımız birbirine karışmasın ve bebek olmasın diye baban bunu kullanıyor.

Soru: Eğer bebek yapmayacaksanız neden birlikte yatıyorsunuz?
Cevap: Anne babalar sadece bebek yapmak için beraber yatmazlar. Biz birbirimize sarılarak uyumayı seviyoruz.

Soru: Bu kadın ve adam ne yapıyorlar?(Televizyonda bir sevişme sahnesini gören çocuğun sorusu)
Cevap: Birbirlerine sarılmak ve kucaklamak istemişler.Kucaklaşıp öpüşüyorlar.

Soru: Fahişe ne demek?
Cevap:  Bazı kadınlar tanımadıkları erkeklerle aynı yatakta yatarlar ve bunu para karşılığı yaparlar.Bu davranış hoş karşılanmaz ama onlar bu işi meslek olarak yaparlar.

Soru: Aşk yapmak (ya da sevişmek) ne demek?
Cevap: Kadın ve erkek ya da anne baba birbirine dokunmak, kucaklaşmak ve öpüşmek ister. Birbirlerini bu şekilde sevmek isterlerse buna sevişmek denir.

Soru: Benim vücudum niye büyüklerinki gibi değil?
Cevap: Çünkü henüz küçüksün. Büyüdüğünde vücudunda büyüyecek ve büyüklerin vücudu gibi olacak.(Bu tip sorularda çok ayrıntıya girmeye gerek yok.)

Soru: Büyüklerin vücudunda niye tüyler var,niye benim tüylerim yok?
Cevap: Sen büyüdüğünde vücudun da büyüyecek ve bazı değişiklikler olacak.Vücudun bazı hormonlar üretecek ve o hormonlar senin vücudunda tüyler oluşturacak.

Soru: Ben de büyükler gibi öpüşebilir miyim(ya da sevişebilir miyim)?
Cevap: Çocuklar büyükler gibi böyle şeyler yapamazlar.Bunun için büyümeniz gerekir.Büyüdüğün zaman bir erkeği (ya da kadını) sevebilirsin ve onunla öpüşebilirsin.

Soru: Doğum yapmak ne demek?Nasıl doğum yapılır?
Cevap: Annenin karnında büyüyen bebeğin dışarı çıkmasına doğum yapmak denir. Annenin bacaklarının arasındaki bir delikten bebek dışarı çıkar.Bebekleri doktorlar dışarı çıkartabilir. Bazen annenin ameliyat edilmesi gerekir.Bunun için doktorlar annenin karnında küçük bir delik açarak bebeği dışarı çıkartırlar.

Soru: Doğum yaparken annenin canı yanar mı?
Cevap: Doğum yaparken anneler biraz ağrı duyabilirler,canları yanabilir.Ama bu kısa sürer ve anne bebeğini kucağına alınca bütün ağrıları biter.Doğum yapmak güzel bir olaydır,herkes çok mutlu olur.

Soru: Seks ne demektir?Seks yapmak ne demektir?
Bu çok önemli ve anne babayı çok zorlayan bir sorudur.Çocuklar genellikle 6-7 yaş civarındayken bu tip sorular sorarlar.3-4 yaşındaki bir çocuk sorsa da ayrıntılı olarak açıklamak yaşını ve anlama düzeyini aşacağı için gereksizdir. Yaşı daha büyük olan çocuklar artık cinselliğin ne olduğu konusunda bazı düşüncelere sahiptir.Bu düşüncelerinin doğru ya da yanlış olduğunu test etmek amacıyla bu tür soruları sormaya başlayan çocuklar konuyu gerçekten öğrenmek isterler.O nedenle cinsel ilişki doğru olarak anlatılmalıdır.Böyle değerlendirildiğinde yaş düzeyleri göz önüne alınarak iki ayrı cevap verilebilir.

Cevap 1: (Küçük yaş grubu için):Kadın ve erkek ya da anne ve baba birlikte oldukları zaman birbirlerine dokunmak ve kucaklaşmak isteyebilirler. Birbirlerini öpebilirler. Birbirlerine sarılarak ve dokunarak yatabilirler.Seks yapmak böyle bir şeydir.
Cevap 2: (Büyük yaş grubu için): Anne ve baba ya da kadın ve erkek birbirlerini çok sevdikleri zaman birbirlerine dokunmak ve sarılmak isterler. Beraber oldukları zaman babanın penisi annenin vajinasına girer. Bu seks yapmaktır.Sadece anne babalar yapabilirler.

 Bu sorular aslında tehlikeli sorulardır.Çocuktan böyle bir soru geldiğinde konu uzatılmadan ve kaçak cevaplar verilmeden net olarak açıklanmalı ama ayrıntılı konuşmalara girilmemelidir.

Soru: Kızlar neden ayakta tuvaletini yapamaz?Neden erkekler ayakta çiş yapabilirler?
Cevap: Çünkü kızların pipisi(penisi) yoktur.Erkeklerin pipisi olduğu için onların tuvalete oturmasına gerek yok. Ayakta da yapabilirler.

 Çocuğun cinsel sorularını cevaplarken ayıp ya da yasak kavramının ardına sığınılmaması gerektiği unutulmamalıdır.Ayıp ,bizim konuya yüklediğimiz bir anlamdan başka bir şey değildir.Çocuklar için ayıp yoktur ve onlar gerçekten de öğrenmek için sorarlar.Yanıtından emin olmadığınız ya da cevaplarken sıkılacağınız sorular için bazı kaynaklardan araştırma yapmak yararlı olur.Bu konuda çocukların sorularına nasıl yanıtlar verilebileceğine dair hazırlanmış çok güzel kitaplar var ve anne babalar sıkıntılarını aşmakta bu kitaplardan yararlanabilirler.
En yeni konular, en gücel haberler. En son çıkan internet haberleri. Oyun haberleri. Hepsi webtegez.blogspot.com'da..
Bazı durumlar ortaya çıktığında terk etmek kaçınılmazdır.


Her hafta sonu bir işini bahane ederek, seninle buluşmayı reddediyorsa...

Gün içinde sık sık aramana rağmen, telefonunu açmıyor ve sana geri dönmüyorsa...

Eskiden sana dokunmak için fırsat kollarken, birdenbire sana kanka muhabbeti yapmaya başladıysa...

Sen herkese onu erkek arkadaşın olarak tanıttığın halde, o kimseye senden söz etmediyse, hatta en yakın arkadaşının bile varlığından haberi yoksa...

Onu kıskandırmak için başkalarının sana ilgi gösterdiğini söylediğinde, küçük bir tepki bile göstermiyorsa...

Kıskandığını ve üzüldüğünü bile bile yanındayken başkalarına bakıyorsa...

ACIMASIZ ELEŞTİRİ

Giyimini kuşamını acımasızca eleştiriyor, en ufak bir iltifattan bile kaçınıyorsa...

Romantik bir filmde elini tutmak veya sana sarılmak yerine, sırtını çevirip oturmayı tercih ediyorsa...

Onu aradığında sesinde en ufak bir coşku belirtisi yoksa...

Artık ona dokunmandan hoşlanmıyor, hemen başka bir şeyle meşgul olmaya başlıyorsa...

Gelecekle ilgili planlar yaptığında anında konuyu değiştiriyor ve gözlerini kaçırıyorsa...

Onu ne kadar çok sevdiğini söylediğinde, dalga geçiyor ve kendini fazla kaptırmaman gerektiğini söylüyorsa...

Ona çok ihtiyacın olduğunu söylediğinde bile umursamıyor ve çeşitli bahaneler uyduruyorsa...
En yeni konular, en gücel haberler. En son çıkan internet haberleri. Oyun haberleri. Hepsi webtegez.blogspot.com'da..

Kadınlar artık aynı anda her şey olmak, erkeklerle her konuda yarışmak istiyor. Peki ya çarşafların altında neler oluyor? Kimileri kadının gücünün erotizmi öldüreceğini düşünürken kimileri ise tam aksini savunuyor.
Dünya değişiyor, tabii kadın-erkek ilişkileri de... Bir zamanların kırılgan, narin salon kadınlarının yerlerini, 68 kuşağına ve feministlere bırakalı uzun zaman oldu. Ve şimdi her şey çok farklı. Kadınlar günlük hayatta olduğu kadar iş hayatında da erkeklerle yarışıyor, her alanda onlarla boy ölçüşmekten çekinmiyor. Kimileri bunun erotizmi öldüreceğini düşünürken kimileri de tam aksini savunuyor. Örneğin geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen bir araştırma oldukça ilginç sonuçlara sahip: Buna göre, erkeklerle kadınların eşit görüldüğü ülkelerde, çiftler çok daha tatminkâr bir seks hayatına sahip! Araştırma Chicago Üniversitesi tarafından tam 29 ülkede, 40 ve 80 yaşları arasındaki 27.500 kişi arasında yapılmış. Sonuçlara göre, Avusturya, Kanada, İspanya ve ABD gibi ülkelerde, seks hayatları oldukça hareketli ve güzel giderken, Japonya’da çiftler pek de tatminkâr bir cinsellik yaşamadıklarını dile getirmiş.
Araştırmayı gerçekleştiren uzmanlar, ataerkil kültürlerde seksin daha çok erkekleri tatmin etmeye yönelik bir eylem olarak görüldüğünü, bunun cinsel hayat üzerinde olumsuz etkileri olduğunu ve sonucun hem erkeği hem de kadını etkilediğini anlatıyor... Peki ya ülkemizde durum nasıl? Kadınların topuk sesleri erkeklerin dünyasında nasıl yankılanıyor acaba? Bu konudaki sorularımızı Uzman Psikolog Tireysi Kazmirci’ye yönelttik ve bakın nasıl yanıtlar aldık...

Güçlü kadınla seks daha güzel 

Kadınların günlük hayatta ve iş hayatında erkeklere benzer roller edinmeleri, erkeklerin kadınlara cinsel açıdan bakışını değiştirir mi? Tireysi Kazmirci, bunun iki yönde etkisi olmasının da mümkün olabileceğini belirtiyor. Bu durum, erkeğin kadına saygısının artmasına neden olabileceği gibi kendini tehdit altında hissetmesine de neden olabiliyor. İlk seçenek aradaki ilişkiyi kuvvetlendirirken, ikincisi kendine güvensiz erkeğin güvenini daha da çok sarsıyor ve bunu ilişkiye yansıtmasına neden olarak ilişkiyi zedeleyebiliyor.
Ancak tabii ki bütün erkekler için bir genelleme yapmak zor. Her birinin kişilik özelliklerine, ilişkide kendilerini nasıl hissetmek istediklerine, kafalarında ilişkide erkek ve kadına biçtikleri rollere göre değişkenlikler olabiliyor. Kazmirci’ye göre, ülke olarak biz henüz bir geçiş dönemindeyiz. Kadınlar iş dünyasında güç kazanırlarken erkekler hala benlik değerlerini, öz saygılarını ailenin “reisi” olmaları ile eve para getiren, daha iyi bir işe sahip olan taraf olmaları ile ölçecek şekilde yetiştiriliyorlar. Durum böyle olunca erkek eşinin güçlü bir iş kadını olmasını kaldıramayabiliyor ve bu ne yazık ki ilişkinin tamamına olduğu gibi cinselliğe de yansıyabiliyor. Yani kadının güçlü olması, partnerinin kendine olan güvenine göre, ilişkiyi olumlu ya da olumsuz etkileyebiliyor. Ancak bu konuda bir genelleme yapmak mümkün değil. Değişik çiftleri mutlu eden değişik roller var. Kimi çiftlerde kadınların daha aktif rol alması her iki tarafı da mutlu ederken kimi çiftlerde erkek daha aktif rol alabiliyor veya bu aktiflik değişkenlik gösterebiliyor. Her ne kadar geleneksel olarak erkeklerin fazla güçlü ve dominant kadınlardan hoşlanmadığı gibi bir ön yargı varsa da, kimi erkeklerin de bazen ipleri kadınların eline bırakmaktan hoşlandığının unutulmaması gerekiyor. Mutlu bir çift için ideal olan bireysel olarak o çifti mutlu eden orta yolun bulunması ve bu da ancak açık bir iletişim ve paylaşımla mümkün.