Kadınlar artık aynı anda her şey olmak, erkeklerle her konuda yarışmak istiyor. Peki ya çarşafların altında neler oluyor? Kimileri kadının gücünün erotizmi öldüreceğini düşünürken kimileri ise tam aksini savunuyor.
Dünya değişiyor, tabii kadın-erkek ilişkileri de... Bir zamanların kırılgan, narin salon kadınlarının yerlerini, 68 kuşağına ve feministlere bırakalı uzun zaman oldu. Ve şimdi her şey çok farklı. Kadınlar günlük hayatta olduğu kadar iş hayatında da erkeklerle yarışıyor, her alanda onlarla boy ölçüşmekten çekinmiyor. Kimileri bunun erotizmi öldüreceğini düşünürken kimileri de tam aksini savunuyor. Örneğin geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen bir araştırma oldukça ilginç sonuçlara sahip: Buna göre, erkeklerle kadınların eşit görüldüğü ülkelerde, çiftler çok daha tatminkâr bir seks hayatına sahip! Araştırma Chicago Üniversitesi tarafından tam 29 ülkede, 40 ve 80 yaşları arasındaki 27.500 kişi arasında yapılmış. Sonuçlara göre, Avusturya, Kanada, İspanya ve ABD gibi ülkelerde, seks hayatları oldukça hareketli ve güzel giderken, Japonya’da çiftler pek de tatminkâr bir cinsellik yaşamadıklarını dile getirmiş.
Araştırmayı gerçekleştiren uzmanlar, ataerkil kültürlerde seksin daha çok erkekleri tatmin etmeye yönelik bir eylem olarak görüldüğünü, bunun cinsel hayat üzerinde olumsuz etkileri olduğunu ve sonucun hem erkeği hem de kadını etkilediğini anlatıyor... Peki ya ülkemizde durum nasıl? Kadınların topuk sesleri erkeklerin dünyasında nasıl yankılanıyor acaba? Bu konudaki sorularımızı Uzman Psikolog Tireysi Kazmirci’ye yönelttik ve bakın nasıl yanıtlar aldık...
Güçlü kadınla seks daha güzel
Kadınların günlük hayatta ve iş hayatında erkeklere benzer roller edinmeleri, erkeklerin kadınlara cinsel açıdan bakışını değiştirir mi? Tireysi Kazmirci, bunun iki yönde etkisi olmasının da mümkün olabileceğini belirtiyor. Bu durum, erkeğin kadına saygısının artmasına neden olabileceği gibi kendini tehdit altında hissetmesine de neden olabiliyor. İlk seçenek aradaki ilişkiyi kuvvetlendirirken, ikincisi kendine güvensiz erkeğin güvenini daha da çok sarsıyor ve bunu ilişkiye yansıtmasına neden olarak ilişkiyi zedeleyebiliyor.
Ancak tabii ki bütün erkekler için bir genelleme yapmak zor. Her birinin kişilik özelliklerine, ilişkide kendilerini nasıl hissetmek istediklerine, kafalarında ilişkide erkek ve kadına biçtikleri rollere göre değişkenlikler olabiliyor. Kazmirci’ye göre, ülke olarak biz henüz bir geçiş dönemindeyiz. Kadınlar iş dünyasında güç kazanırlarken erkekler hala benlik değerlerini, öz saygılarını ailenin “reisi” olmaları ile eve para getiren, daha iyi bir işe sahip olan taraf olmaları ile ölçecek şekilde yetiştiriliyorlar. Durum böyle olunca erkek eşinin güçlü bir iş kadını olmasını kaldıramayabiliyor ve bu ne yazık ki ilişkinin tamamına olduğu gibi cinselliğe de yansıyabiliyor. Yani kadının güçlü olması, partnerinin kendine olan güvenine göre, ilişkiyi olumlu ya da olumsuz etkileyebiliyor. Ancak bu konuda bir genelleme yapmak mümkün değil. Değişik çiftleri mutlu eden değişik roller var. Kimi çiftlerde kadınların daha aktif rol alması her iki tarafı da mutlu ederken kimi çiftlerde erkek daha aktif rol alabiliyor veya bu aktiflik değişkenlik gösterebiliyor. Her ne kadar geleneksel olarak erkeklerin fazla güçlü ve dominant kadınlardan hoşlanmadığı gibi bir ön yargı varsa da, kimi erkeklerin de bazen ipleri kadınların eline bırakmaktan hoşlandığının unutulmaması gerekiyor. Mutlu bir çift için ideal olan bireysel olarak o çifti mutlu eden orta yolun bulunması ve bu da ancak açık bir iletişim ve paylaşımla mümkün.
Araştırmayı gerçekleştiren uzmanlar, ataerkil kültürlerde seksin daha çok erkekleri tatmin etmeye yönelik bir eylem olarak görüldüğünü, bunun cinsel hayat üzerinde olumsuz etkileri olduğunu ve sonucun hem erkeği hem de kadını etkilediğini anlatıyor... Peki ya ülkemizde durum nasıl? Kadınların topuk sesleri erkeklerin dünyasında nasıl yankılanıyor acaba? Bu konudaki sorularımızı Uzman Psikolog Tireysi Kazmirci’ye yönelttik ve bakın nasıl yanıtlar aldık...
Güçlü kadınla seks daha güzel
Kadınların günlük hayatta ve iş hayatında erkeklere benzer roller edinmeleri, erkeklerin kadınlara cinsel açıdan bakışını değiştirir mi? Tireysi Kazmirci, bunun iki yönde etkisi olmasının da mümkün olabileceğini belirtiyor. Bu durum, erkeğin kadına saygısının artmasına neden olabileceği gibi kendini tehdit altında hissetmesine de neden olabiliyor. İlk seçenek aradaki ilişkiyi kuvvetlendirirken, ikincisi kendine güvensiz erkeğin güvenini daha da çok sarsıyor ve bunu ilişkiye yansıtmasına neden olarak ilişkiyi zedeleyebiliyor.
Ancak tabii ki bütün erkekler için bir genelleme yapmak zor. Her birinin kişilik özelliklerine, ilişkide kendilerini nasıl hissetmek istediklerine, kafalarında ilişkide erkek ve kadına biçtikleri rollere göre değişkenlikler olabiliyor. Kazmirci’ye göre, ülke olarak biz henüz bir geçiş dönemindeyiz. Kadınlar iş dünyasında güç kazanırlarken erkekler hala benlik değerlerini, öz saygılarını ailenin “reisi” olmaları ile eve para getiren, daha iyi bir işe sahip olan taraf olmaları ile ölçecek şekilde yetiştiriliyorlar. Durum böyle olunca erkek eşinin güçlü bir iş kadını olmasını kaldıramayabiliyor ve bu ne yazık ki ilişkinin tamamına olduğu gibi cinselliğe de yansıyabiliyor. Yani kadının güçlü olması, partnerinin kendine olan güvenine göre, ilişkiyi olumlu ya da olumsuz etkileyebiliyor. Ancak bu konuda bir genelleme yapmak mümkün değil. Değişik çiftleri mutlu eden değişik roller var. Kimi çiftlerde kadınların daha aktif rol alması her iki tarafı da mutlu ederken kimi çiftlerde erkek daha aktif rol alabiliyor veya bu aktiflik değişkenlik gösterebiliyor. Her ne kadar geleneksel olarak erkeklerin fazla güçlü ve dominant kadınlardan hoşlanmadığı gibi bir ön yargı varsa da, kimi erkeklerin de bazen ipleri kadınların eline bırakmaktan hoşlandığının unutulmaması gerekiyor. Mutlu bir çift için ideal olan bireysel olarak o çifti mutlu eden orta yolun bulunması ve bu da ancak açık bir iletişim ve paylaşımla mümkün.
Akıllara gelen bir diğer soru da şu; Evliliklerde geleneksel kadın erkek ilişkisi yerine, her iki tarafın da tamamen eşit olduğu arkadaşça bir ilişkinin benimsenmesi cinsel hayata zarar verebilir mi? Bu durum tam tersine paylaşımı artıracağından dolayı cinselliğin de daha renkli yaşanmasını sağlayabiliyor. Geleneksel ilişkinin aksine taraflar çekinmeden konuşabildikleri için cinselliklerini fantezilerle renklendirebilme olasılıkları artıyor. Cinsellik konusunda konuşmanın cinselliği kötü yönde etkilediği ise cinsel bir mit. Cinsellik hakkında konuştukça zenginleşiyor. Her iki taraf da böylece birbirinden ne beklediğini dile getirebiliyor ve birbirlerini daha iyi anlayabiliyorlar. Bu şekilde daha doyumlu bir cinsel yaşam mümkün olabiliyor.
Daha mutlu bir cinsel hayat için…
Kimilerine göre, çiftlerin birbirini en iyi arkadaşı olarak görmesi ve A’dan Z’ye her şeylerini paylaşmaları bir süre sonra cinsel çekimi öldürebiliyor. Tireysi Kazmirci de, çiftler arasında uyumun tek kriterinin arkadaşlık olmaması gerektiğine inananlardan. Ona göre de, taraflar birbirini sadece en iyi arkadaş olarak görmeye başladığı noktada cinsellik geri plana itilebiliyor. Ve cinselliğin bir ilişkiyi oluşturan temel unsurlardan biri olduğu unutulmamalı.
Ancak cinselliğin azalmasını paylaşımın artmasına bağlamak da doğru değil. Ayrıca “gizemi korumak” ile “gizlilik” de aynı kefeye konmamalı. Elbette ilişkilerde her şeyi tüketmemeli, bazı sürprizlere yer bırakmalı, taraflar hala birbirini şaşırtabilmeli, “gizemi korumalı”. Ama bu birbiriyle bir şeyleri paylaşmaktan kaçınmak, bazı şeyleri gizlemek olarak da algılanmamalı. Sonuç olarak, karşınızdaki kişi hayat arkadaşınız ve en yakınınızdaki… Birbirinden soğutucu değil, yaklaştırıcı bir paylaşım söz konusu olmalı. Bir takım şeyleri paylaşmaktan çekindiğiniz biriyle her gece aynı yatağı paylaşmanın pek de kolay olmayacağı gayet açık!
Kazmirci’nin daha mutlu ve tatminkar bir cinsel hayat isteyenlere de bazı tavsiyeleri var. Bakın bunları nasıl sıralıyor: Cinsel hayatı canlandırmak için çiftler tatile gidilebilir, vakit darlığı varsa da küçük bir hafta sonu kaçamağına zaman ayırmaya çalışabilir... Eğer evde çocuklar varsa çocukları bir-iki günlüğüne büyükanne-babanın evine yollamak, romantik akşam yemekleri yemek, ortak fantezilerini gerçekleştirmek, önsevişmeye özen göstermek, ilk zamanlardaki flört dönemlerini hatırlayarak birbirini gün içinde aramak, çiçek veya küçük hediyeler almak, birbirine güzel sözler söyleme gibi jestler yapmaya başlamak gibi şeylerle cinsel hayatı tekrar canlandırmaya çalışmak kesinlikle faydalı olacaktır.
Daha mutlu bir cinsel hayat için…
Kimilerine göre, çiftlerin birbirini en iyi arkadaşı olarak görmesi ve A’dan Z’ye her şeylerini paylaşmaları bir süre sonra cinsel çekimi öldürebiliyor. Tireysi Kazmirci de, çiftler arasında uyumun tek kriterinin arkadaşlık olmaması gerektiğine inananlardan. Ona göre de, taraflar birbirini sadece en iyi arkadaş olarak görmeye başladığı noktada cinsellik geri plana itilebiliyor. Ve cinselliğin bir ilişkiyi oluşturan temel unsurlardan biri olduğu unutulmamalı.
Ancak cinselliğin azalmasını paylaşımın artmasına bağlamak da doğru değil. Ayrıca “gizemi korumak” ile “gizlilik” de aynı kefeye konmamalı. Elbette ilişkilerde her şeyi tüketmemeli, bazı sürprizlere yer bırakmalı, taraflar hala birbirini şaşırtabilmeli, “gizemi korumalı”. Ama bu birbiriyle bir şeyleri paylaşmaktan kaçınmak, bazı şeyleri gizlemek olarak da algılanmamalı. Sonuç olarak, karşınızdaki kişi hayat arkadaşınız ve en yakınınızdaki… Birbirinden soğutucu değil, yaklaştırıcı bir paylaşım söz konusu olmalı. Bir takım şeyleri paylaşmaktan çekindiğiniz biriyle her gece aynı yatağı paylaşmanın pek de kolay olmayacağı gayet açık!
Kazmirci’nin daha mutlu ve tatminkar bir cinsel hayat isteyenlere de bazı tavsiyeleri var. Bakın bunları nasıl sıralıyor: Cinsel hayatı canlandırmak için çiftler tatile gidilebilir, vakit darlığı varsa da küçük bir hafta sonu kaçamağına zaman ayırmaya çalışabilir... Eğer evde çocuklar varsa çocukları bir-iki günlüğüne büyükanne-babanın evine yollamak, romantik akşam yemekleri yemek, ortak fantezilerini gerçekleştirmek, önsevişmeye özen göstermek, ilk zamanlardaki flört dönemlerini hatırlayarak birbirini gün içinde aramak, çiçek veya küçük hediyeler almak, birbirine güzel sözler söyleme gibi jestler yapmaya başlamak gibi şeylerle cinsel hayatı tekrar canlandırmaya çalışmak kesinlikle faydalı olacaktır.
Post A Comment:
0 comments: